Ziraat Türkiye Kupası yarı finalinde Galatasaray, Konyaspor'u 5-1 gibi net bir skorla mağlup etti ve adını finale yazdırdı.
Spor yazarlarının mücadeleye dair öne çıkan yorumlarını sizler için derledik.
Serkan Akcan - Fanatik
Okan Buruk kendisini şampiyonluğa taşıyan son iki sezonun oyun şablonundan şubat ayınon başında Gaziantep maçından itibaren vazgeçmek gibi bir hatada bulunmuştu. 20 Şubat'ta Ali Sami Yen'deki Alkmaar maçına kadar ligdeki maçlarını kazansa da oyun standardıyla birlikte Avrupa Ligi'ni kaybetmişti. Okan hoca için Fenerbahçe derbisi dönüm noktası oldu. O günden bu yana ön tarafta Mertens, Morata ve Sara'yı sürekli değiştirse de arka tarafta iki savunma bekli dörtlü hattı bozmadı ve fabrika ayarlarına dönmeyi başardı. Bugün gelinen nokta da Galatasaray'ın artık net tarif edilen güçlü bir oyunu ve geniş bir oyuncu havuzu var. Üstelik Fenerbahçe'nin puan kaybıyla şampiyonluk yarışında güçlenen oyunuyla avantajı da iyice eline geçirdi. Bundan iki ay önce sahada büyük bir türbülansa giren Galatasaray bugün makine düzeninde oynamanın meyvelerini topluyor. Türkiye Kupası yarı finalinde Konyaspor'a karşı deplasmanda oynamasına rağmen oyunun başlangıç düdüğüyle birlikte üstünlük kurdu. Osimhen'den başlayarak her bir Galatasaraylı futbolcu aşırı istekli, enerjikti. Nijeryalı forvet için hangi platformda oynadığının bir önemi yok gerçekten. Her maç aynı istek, aynı coşku. Okan Buruk'un bu sezon en büyük şansı da bu. Konya'ya karşı Galatasaray skoru erken koparınca kulübesi de oyuna girebildi. Zaten başlangıçta Günay Güvenç Muslera'dan formayı almıştı. Sanırım Galatasaray'ın Muslera'yı transfer etmesinden sonra arkasına aldığı en iyi yerli kaleciyi izliyor olabiliriz. Günay, kalesinde güven veriyor. Galatasaray yönetiminin elini yaz transfer döneminde kaleci transferi esnasında rahatlatacağa benziyor.
Bülent Timurlenk - Sabah
Galatasaray, ligde Konyaspor'u deplasmanda ve evinde tek farklı mağlup ederken ilk yarıda Konya tribünlerinin önünde kalesinde 17 hücum görmüştü. O günlerden bu yana köprünün altından çok sular aktı. Dün Konya'ya giderken ligde kalesini son 2 maçta kapatan ve iki kulvarda doludizgin giden bir takım vardı. Recep Uçar'ın final hayali için bir puan mücadelesi olan lig maçından farklı olarak kupada risk alması bekleniyordu. Ancak bu açık oyun Galatasaray gibi yetenekli ayaklara sahip bir takım için bulunmaz Hint kumaşıydı. Okan Buruk'un az rotasyonlu kadrosu final kapısını aralayacak skoru daha ilk yarıdan buldu. Bu farkı sarı-kırmızılı takımın kadro kalitesi kadar son haftalarda ayağının yerden kesilmesine de bağlamamız lazım. G.Saray için Türkiye Kupası'nda finale adını yazdırmak iki kupa hedefi adına önemli. Okan Buruk'un da kariyerinde şampiyonluklar ve kupa var. Ama aynı sezonda ikisi birden yok. Ancak bundan daha önemli bir futbol gerçeği var. Beşiktaş derbisini kaybettikten sonra Buruk ve öğrencilerinin Kadıköy'den yarı final bileti olması Mourinho'nun kimyasını bozdu. Portekizli, dizilişi de değiştirdi, iyi oynayanlara da haksızlık etti. O tarihte iki kulvarda yarış devam ederken bir taşla iki kuş derseniz işte futbol gerçeği budur. Final için ağır basan takım Trabzonspor. Fikstüre bakarsanız önce lig, arkasından kupa finali. İki Trabzonspor-Galatasaray maçı bizi bekliyor. Neler olacak göreceğiz.
Levent Tüzemen - Sabah
Türkiye Kupası'ndaki F.Bahçe maçı ile birlikte dörtlü savunma ve tek forvete dönüş yapmak, G.Saray'ın fabrika ayarlarına geri dönmesini ve oyun olarak da güçlenmesini sağladı. Samsun ile Bodrum maçlarında futbol olarak yükselişe geçen G.Saray; kaliteli, dengeli, bol pozisyona giren oyununu Konya'da da sahaya yansıttı. Türkiye Kupası'nı en çok kazanan takım olan G.Saray, bir kupa takımı olduğunu bir kez daha oynadığı futbolla izleyenlere gösterdi. Konya'daki gövdeli galibiyetin mimarları Osimhen ve Sallai oldu. Mertens'in ortasını nefis kafa vuruşu ile gole çeviren Osimhen, Torreira ile Sallai'nin ilk gollerinde atağı başlatan isimdi. Sallai belki orta yapma konusunda isabeti tutturmasa da özellikle attığı ikinci gol göz kamaştırıcıydı. Sallai topa vurur gibi yapıp iki Konyalı'yı pasifize edip sol ayağı ile köşeye mermi gibi vurdu? Barış Alper, Sallai'nin bu hareketinden ders çıkarmalı, kendisi de gol vuruşlarında gelişigüzel hareket etmeyip Sallai gibi topa basmayı düşünmeli. Konya'da G.Saray adına en güzel görüntü tüm oyuncuların, takım savunmasına sadık kalmasıydı. Herkes birbirine yardım etme konusunda taşın altına elini soktu. Lemina geldikten sonra daha çok hücuma çıkma şansı bulan Torreira, son haftalardaki golcülüğünü Konya'da da golüyle gösterdi. Ligde 5 puanlık farkı yakalayan ama oyun olarak da yükselişe geçen G.Saray, kupada da finale çıkarak çifte zafer yaşamanın sinyallerini verdi.
Osman Şenher - Milliyet
Süper Lig'de beş puan farkla lider olmak, Türkiye Kupası'nda finale yükselmek, futbolcuların isteği, arzusu... Helal olsun demek lazım. Teknik direktörü, oyuncuları herkes sorumluluk almış.Dakika 77 olmuş 4-1 öndesin, beşinci golü arıyor, hız kesmiyor, oyunu yavaşlatmıyorsun. Bu tür performanslara bizler alışık değiliz. Okan hocayı kutlamak lazım. Madem bu takımın teknik direktörü o, iki kupada da zirveye gidiyorsun, takımın takır takır oynuyor, rakipleri ezerek yeniyorsun, ne söyleyeyim helal olsun.Barış Alper, Galatasaray'ın olmazsa olmaz isimlerinden. Dün gece cezalıydı, yerine Sallai oynadı. Ne yalan söyleyeyim hiç birimiz de onun yokluğunu hissetmedik. Sallai goller attı, temaslı futbolda Konyaspor'un sağ tarafını resmen çökertti. Bu kupa maçı olmasına rağmen, skor olarak da ilerdesin, Osimhen boş toplara bile koşuyor. Adam demek ki oynadığı futboldan keyif alıyor. Nasıl bir futbolcudur, bilemiyorum.Lemina devamlı oynamaya başlayınca, Torreira'nın içinden bir Torreira daha çıktı. Hücuma çıkıyor gol atıyor, orta sahada enteresan toplar kapıyor ve sahanın her yerinde geziyor. Dışardan baktığın zaman takımın içinde arkadaşlık en üst seviyede, bu da sahaya yansıyor, hepimiz görüyoruz.Yunus çok etkisizdi. Dün akşam oyuna hiç katkı sağlayamadı. Frankowski ise saatli bomba gibi. Konyaspor bütün ataklarını Polonyalı futbolcuya göre ayarlamış. Yusuf Erdoğan uçurtma gibi uçuyor, Frankowski on metre gerisinde kalıyor ve Günay'ın koruduğu kalede bu şekilde tehlikeler yarattılar. Bunların bazılarını Günay kurtardı, bazılarında ise Sanchez kalesini gole kapadı.Evet, Konyaspor'u da alkışlamak lazım. Çok iyi mücadele ettiler ama Recep Uçar'ın elindeki kadro sarı-kırmızılılara kafa tutacak kalitede değil. Buna rağmen iyi direndiler. Yeşil-beyazlı taraftarlar takımına büyük destek verdi. Abdülkerim'in ayağına top gelişinde ıslıklamaları ise hoş değildi. Neticede bu oyuncu milli takım futbolcusu, başarıyla Konya forması giydi, daha sonra Cim-Bom'a transfer oldu. Böyle protestolara hiç gerek yok.Maçın hakemi futbolcularla dalaşmadı. Gördüğü pozisyonları çaldı, art niyetli değildi, en azından futbolcuları germedi ve maçın da önüne geçmedi.