Uğur Meleke - Hürriyet
Fenerbahçe, 23 Kasım - 24 Aralık arası bir ayda 8 maçlık bir fikstürün içinde. Bu 8 maçlık süreçte Ferencvaros, Galatasaray, Brann Bergen, Beşiktaş gibi sert fikstürler de var üstelik. O pencereden bakınca Tedesco'nun geniş kadrosundan faydalanma isteği ve dünkü 6 kişilik sert rotasyonu anlaşılabilir. Ancak böyle radikal rotasyonların bedeli de olabiliyor elbette.
1- Fenerbahçe son bir ayda birçok maçta ilk golü kalesinde gördü ve müsabakalara temposuz başlamak gibi bir hastalık gelişti adeta. Rize ve Beşiktaş maçlarında 2-0'dan, Ferencvaros ve G.Saray önünde de 1-0'dan geri döndüler. Dün de Başakşehir önünde uzunca bir süre olağanüstü temposuzlardı. Arzu-iştah eksikliği vardı sahada. Maçların başında geriye düşüp sonra vitesi artırma işi bir hastalığa dönüşmüş gibiydi sanki.
2- F.Bahçe'nin Tedesco dönemindeki çıkışında anahtar faktör bence orta üçlüydü. Alvarez-İsmail-Asensio ile çok yönlü ve dengeli bir merkez orta saha yakalamıştı Tedesco. Ve bu üçlü takımın kalbi olmuştu adeta. Dün hem İsmail'i kenarda oturtması, hem de Asensio'yu sağda başlatmasıyla orta üçlü çöktü. Alvarez-Fred-Talisca üçlüsü son derece fonksiyonsuzdular bir saat boyunca.
Gürcan Bilgiç - Fotomaç
Adı üstünde "zor maç" ama oyunun dilinde "Ben kazanacağım" diyen takım yok. Ne Fenerbahçe ne de Başakşehir benzer hırslarını barındırıyordu. Kader anlara bırakılmış, "Biri bir şey yapar" moduna geçilmiş. Son maça göre altı değişiklik var Tedesco'nun on birinde. Ancak planda bu oyuncuların farklılık yaratması üzerine bir fikir yok. Talisca'nın emrine verilen hücum aksiyonlarının içine Asensio girmedi. Semedo'nun sakatlanması sonrasında görev alan Kerem de ortalarda yok. Galatasaray maçında da yaşanan bu "bireysel çöküş" tüm oyuncuları sarmış durumda. Maçı yaşayan Fred ve Alvarez var görüntüde. Takımın kıpırdaması için ilk değişiklerin (Nene, En Nesyri, Brown) sahaya girmesi gerekti. Asensio merkeze geçinde organizasyon biraz akıl - fikir kazandı.
Bu bezginlik, bir gün öncesindeki "kayıp puan" beklentilerinin, "hakem kararı"ndan dönmesi olarak yorumlayanlar olabilir. Bu tip maçların çokluğu için de bizim de zaman zaman "Niye futbol yazıyoruz ki" dediğimiz de oluyor. Geriden gelerek kazandığı iki maç sonrasında Tedesco'nun, son iki maçta ortaya fark koyamadan takımını oynatması da kabul edilemez. Galatasaray maçında ilk isabetli şut 89'daydı. Dün kaleyi tutan ilk şut gol oldu. Bir takım, böyle bir maça nasıl "hazırlanamaz" gösterdi herkese. Maç sonlarındaki güzel cümleler, bir teknik adamı "başarılı" yapmıyor maalesef.
Ömer Üründül - Sabah
Tedesco'nun efendiliği, sadece oyunla ilgilenmesi ve sahadaki duruşuyla Fenerbahçe'ye yakıştığını belirtmiştim. Ancak ne yazık ki ciddi teknik hatalarda ısrar ediyor. Sezon başından beri yeri geldikçe vurguladığım gibi fizik güçleri yetersiz, devamlılıkları olmayan, defansif yönleri zayıf futbolcular yetenekli de olsalar günümüz futbolunda birlikte oynamaları eşyanın tabiatına aykırıdır. Böyle birçok uygulamanın işe yaramadığını gördüğü halde Tedesco ısrar ediyor.
İlk yarıda 10 dakikalık bir parlamadan sonra Fenerbahçe oyunu rakibine teslim etti. Kalesinde çok tehlikeli ataklarla karşılaştı. İkinci yarıda da değişiklikler kadar gidişat böyleydi. Sonra hamleler başladı. Fenerbahçe duran topta gol buldu. Ama sonra ilginç bir golle 3 puanı kaçırdı. Tedesco'nun Talisca-Asensio ikilisini oynatma yanlışının dışında diğer hatalarına gelecek olursak; madem bu ikiliyle risk alıyorsun, en önemli savaşçın İsmail niye yedekte? Semedo sakatlanıyor. Milli takımda oynayan Mert Müldür kulübede. Galatasaray derbisinden sonra herkes 'İlk 11'de Jhon Duran oynar' diyordu. Fakat dün de gördük ki performansı 11 için yetersiz. İleriye dönük bir önemli problemse Kerem'in durumu. Böyle bir oyuncu nasıl bu kadar düşüş yaşar? Nuri Şahin, Başakşehir'i futbol olarak çıkışa geçirmiş. Dün bana göre iki takım adına da sahanın yıldızı Kemen'di.


Künye