Cem Dizdar - Fanatik
Futbol tuhaf bir oyun! Çok para harcayıp, onca borca onca tanınır oyuncuya, küresel tanınır bir teknik adamı olan bir takım bile kümede kalmaya çalışan takım karşısında sıradan bir ilk devre oynayabiliyor. Devre bitiminde Talisca'nın bozulan baraj zaafiyetinden faydalanarak attığı serbest vuruş golüne rağmen Fenerbahçe 'Gol beklentisi'nde Sivas'ın kıl payı önündeydi: (0.30 / 0.42). Üstelik 'Kaleci kurtarışı' istatistiğinde 1'e 3 Livakoviç'in üstünlüğü vardı! Yine de bilinir, Fenerbahçe özellikle son maçlara doğru ikinci devreleri ilkine göre öyle ya da böyle daha işler hale getirmeyi başarıyor. 'Gol beklentisi' yükseldi 'Büyük şans'ta öne geçti ama 'Kaleci kurtarışı'nda hala gerideydi! Galatasaray beklenen kaybı yaşamadıkça Fenerbahçe üzerindeki baskının her geçen hafta artacağı muhakkak. O nedenle bundan sonra maç kazanmak kadar 'Sükseli oyun' da önemli olacak onlar için. Bir şeyi kaybedeceklerse geleceğe ilham veren bir şeyler bırakmaları gerekir ki taraftarın da gelecek sezon beklentisi olabilsin.
Şansal Büyüka - Nefes
Fenerbahçe, sahanın hiçbir yerinde, hiçbir adamıyla iyi görüntü vermedi... Özellikle orta sahada Szymanski-Fred ikilisi tek atak kesemedi, tek hücuma çıkış yapamadı... Maçın ilk yarısında belki de sezonun en en kötü Fenerbahçe'sini izledik... İşte böyle bir ortamda Fenerbahçe golü için bir mucize lazımdı ve geçen hafta olduğu gibi bu mucizeyi gene Talisca yarattı... Fenerbahçe'nin en büyük şansı ikinci yarının hemen başında ikinci golü bulması oldu... Ancak görüntü fazla değişmedi... Sivasspor kısa bir çöküntünün ardından oyuna gene ağırlığını koydu... Sıkıntılı dakikalar devam ederken, bu defa müthiş bir Tadiç plasesi Fenerbahçe'nin fişi çekmesini sağladı... Mourinho'nun bitime bir dakika kala İsmail Yüksek ve İrfan Can Kahveci'yi oyuna sokması kötü bir şaka gibiydi... Ama kazanan her zaman haklıdır... Her eksiğin üstünü rahatça örter...
Ömer Üründül - Sabah
Mourinho'yu anlamam gerçekten mümkün değil. Kümede kalma mücadelesi veren bir takım ile deplasmanda oynuyorsun, sahaya çıkan ilk 11'de fiziksel sıkıntıları olan 3 oyuncu bir arada! Tadic, Dzeko ve Talisca? İlk yarıya bakıyorum, önce Livakovic'ten müthiş bir kurtarış geliyor. F.Bahçe ağır çekim kapalı savunmaya hücum ediyor, 42. dakikaya kadar bir tane yarım pozisyon var. Buna karşılık 2-3 kere Sivas'ın tehditkar atakları gündemde. Sonra Talisca'dan mükemmel bir frikik golü geliyor, takım soyunma odasına morali ve önde gidiyor. İkinci devre başında fark ikiye çıkıyor . Gelelim ondan sonrasına? F.Bahçe rahatladı diyoruz ama Efkan'ın, Talisca'nın mükemmel frikiğinden daha müthiş golü oyunun zorluk derecesini yükseltti. Daha da çok süre vardı.. İşte burada Mourinho'nun yapması gereken acilen iki oyuncu değişikliğiydi. Bunu yapmadığı gibi 80. dakikaya kadar bekledi. Eğer o arada F.Bahçe beraberlik golünü yemediyse bu şanstır. Dün gece fizik açıdan eleştirdiğim iki kişi 3 gol attı. Ama bu her şey doğru yapıldı demek değildir! Bana göre Mourinho'nun bu anlayışı ile F.Bahçe'nin son 7 maçta hiçbir tane garantisi yok. Nedeni de şu; dünya futbolu atletizme dönmüş, Mourinho ise kadro tercihleri ile ağır çekim oynatıyor. Yasin Kol maçın adamıydı. Müthiş maç yönetti.
Gürcan Bilgiç - Sabah
Mourinho'ya "işleri nasıl düzeltemezsin, nasıl daha kötü hale sokarsın" diye sorsak, bu oyunu seyirci gibi seyretmesi örnek olarak gösterilebilir. Fred ve Szymanski'nin üç ciğerle oynamak zorunda olduğu, topun rakibe bırakıldığı anlarda da aksiyonların önüne geçilemediği görüntü vardı. Skriniar'ın ve Çağlar'ın Rey Manaj karşısında sürekli zor duruma düşmesi de enteresan. Kenardaki İsmail'in merkeze çekilmesiyle problem çözülebilirdi. İki merak noktası var bu maç ile ilgili; Sivas tribünlerinin bu sezon hiç olmadığı kadar dolu olması birincisi. O taraftar kazanabileceğine inanarak geliyor bu soğukta oraya. Onlara bu inancı veren Mourinho'nun inşa ettiği bu oyun. İkincisi; En-Nesyri, Oğuz ve Kostic'in kulübede devam etmeleri. Galatasaray kupa yenilgisinin faturası mı diye aklımıza gelmiyor değil. Ve yarış devam ediyor. Sivasspor'un direnişi ve hamleleri takdir edilmeli. Keşke "her takım!" böyle oynasa?