Trabzonspor, Trendyol Süper Lig'in 28. haftasında deplasmanda Başakşehir'i 3-0 mağlup etti. Karşılaşmanın öne çıkan yorumlarını sizler için derledik.
Tunç Kayacı - Fanatik
Neyin değiştiğini merak edenler için kısa bir özetle söyleyeyim. İtiraf etmeliyim ki, bu kez ben de maçı yerinde izlemenin bariz avantajlarını yaşadım. Misafir tribünündeki Trabzonspor taraftarlarının maçın büyük bölümünde yaptığı "Fatih Tekke" tezahüratı, bence değişimin ayak sesleriydi. Uzun zamandır böylesine kişiye özel bir destek korosu görmemiştim. Sahadakilerden umudunu kesmiş taraftarlar, adeta teknik direktörü oynatıyordu. Maça ve oyunculara dair olağanüstü bir değişimden bahsetmek abartılı olur, hatta inandırıcı gelmeyebilir. Ama şunu söyleyebilirim ki, futbolcular imzadan itibaren mesajı almışlar. Trabzonspor'un bir kaptanı var ve o, nazarlık performanslarına bir halka daha ekleyerek arkadaşlarının her oyundan kopuşunda onları tekrar oyunun içinde tutmayı başardı. Mükemmel bir kaptanlık, mükemmel bir kalecilik örneğiyle Montella'nın kafasını bir kez daha allak bullak etti. Sahada, iki takımın da teknik ekipleri sayesinde tam anlamıyla bir taktik savaşı izledik. Genç hakemin penaltı pozisyonunda verdiği karar, vermese "VAR çağırmaz" denilecek kadar basit bir temastı. Trabzonspor, milli araya teknik adam değişikliğiyle girmenin avantajına bir de ilk deplasman galibiyetinin moralini ekledi. Artık yeni sözler söyleme zamanı. Peki, ne değişti? Hava değişti, iklim değişti. Yetmez mi?
Olcay Çakır - Fanatik
Hafta içi yaşanan bahar havası, Karadeniz ekibine nasıl yansıyacaktı, hepimiz merak ediyorduk. Taraftarının büyük teveccühü ve desteği, Fatih Tekke için büyük bir krediydi. Genç teknik adam, Savic'in yokluğunda Batagov'un yanına Hüseyin Türkmen'i monte ederken, orta alanı Tufan, Lunstram ve Mendy'den oluşturmuştu. Başakşehir'de ise Berat, Yusuf Sarı ve Umut Güneş'i eski takımlarına karşı ilk 11'de gördük. Oyuna hızlı başlayan ev sahibi ekip, Deniz Türüç ile gole çok yaklaştı ancak yan direk geçit vermedi. Ardından Trabzonspor'un Visca ile başlayan atağında Banza fırsatçılığını gösterdi ve takımını öne geçirdi. Golden sonra, ilk yarı bitene kadar iki ekibin de gol arayışlarını izledik ancak Trabzonspor kalecisi Uğurcan, kalesinde devleşti ve çok önemli kurtarışlarla skoru korumayı başardı. İlginç bir ikinci yarı izledik. Başakşehir penaltı kazandı ancak Piatek'in vuruşunu gecenin yıldızı Uğurcan kurtardı ve takımın düşebilecek moralini ayakta tuttu. Ardından Ozan Tufan ile gelen nefis ikinci gol, Trabzonspor'un bu sezonki ilk deplasman galibiyetinin habercisiydi. Açıkçası haftalardır Abdullah Avcı'nın ve Şenol Güneş'in yapamadığını Fatih Tekke'nin ilk maçında gerçekleştirmesi anlamlıydı. Özellikle, Başakşehir'in en önemli isimlerinden biri olan Deniz Türüç'ün kırmızı kartla oyun dışı kalıp takımını 10 kişi bırakması, maçın ibresini fazlasıyla Trabzonspor'a çevirdi. Gecenin özeti: Fatih Tekke Trabzon'a geldi, Trabzonspor da bu galibiyetle Süper Lig'e geldi?
Cemal Ersen - Milliyet
Fatih Tekke'nin oyunculuğunda ve teknik direktörlüğünde açık sözlü olmasının, doğruları dile getirmesinin, yaptığı işe uzun vadede pozitif yansıdığını söyleyebiliriz. O şimdi hayal ettiği yerde, Trabzonspor'un başında. Ancak biliyor ki ligin en güvensiz ve sıradan takımlarından biri olan bordo-mavili ekibini dünden sıyırıp almak, yaşadığı travmadan çıkarmak kolay değil. Birkaç oyuncudan değil, koca bir takımdan söz ediyoruz.
Tekke, Başakşehir maçı öncesi futbolcularına, "Top rakipte iken yapacaklarınız sonucu belirleyecek. Mücadele edin ve yardımlaşın" demiş. Günümüz futbolunun temel prensiplerinden ikisi söyledikleri. Sezon başından bu yana o kadar çok şey eksik ve yanlış yapılmış ki, doğruyu bulmak zaman alır. Lakin dün akşam hocasına destek veren ve ezberleri bozan bir isim vardı sahada. Arkadaşlarının hatalarını kapatmakla kalmadı, olmaz denen çok şeyi gerçeğe çevirdi.
Adı Uğurcan Çakır; Trabzonspor uzun yıllardır kaleciden yana şanslıdır. Dünkü doksan dakikayı kaptanın kariyer maçı olarak görüyorum. Hangi süreçte üzerine ne kadar koyar bilemem ama; Neuer, Buffon, Cech ve Casillas gibi efsanelerin arasına adını yazdırması sürpiz olmayacaktır. Ligin deplasman galibiyeti olmayan tek takımının, Başakşehir karşısında aldığı üç puanın hikayesinin kahramanı geminin kaptanı olsa da, bazı zaafları görmezden gelemeyiz. Bu Fatih hocanın notları arasına girmiştir eminim. Maçın ilk dakikalarında direkten dönen, Uğurcan'ın kurtardığı ve savunmanın engellediği pozisyonlardan bir gole dönüşse, doksan dakikanın hikayesi farklı olurdu elbette. Ev sahibi ekip maç boyunca her iki kanadı etkili kullandı. Bunun gerekçelerinden biri Trabzonspor'un kronik rahatsızlığı orta saha, yani takımın beyninin reaksiyon göstermemesi idi. İşin savunma tarafı aksıyor. Lusdstram yükselen performansı ile yükü tek başına üstlenmeye çalışıyor ve başarılı. Ozan Tufan galibiyeti perçinleyen golü attı. Mendy öyle. Ancak sadece hücumu düşünmeleri, orta saha kurgusunun gözden geçirilmesini gerektirecektir. Fatih hocanın ders defterinin ilk bölümü bu olacaktır sanırım. Başakşehir'in ikinci yarının hemen başında attığı ve VAR'dan dönen gol, savunma kurgusunda yaşanan sıkıntıları bir kez daha gösterdi. Ancak şu gerçeği atlamayalım. Galibiyetin zafer olarak görülmesi günü kurtarır ama geleceğe dönük yanılgılara yol açar. Son olarak; Fatih Tekke'nin üzerine ölü toprağı serilen bu takımı ayağa kaldırma adına müthiş bir adım attığını görüyorum. Ancak dün akşam bazı oyuncuların geçen haftaki performanslarından farklı olmaları; kime niçin tepkili olduklarını sorgulamak ve gelecekte benzer sorunlarla karşılaşmamak adına doğru analizler yapmayı getirecektir!
Aksal Yavuz - Milliyet
Uğurcan Çakır, Piatek'ten gol yememeye yeminliydi adeta! İlk yarının hemen başında Piotek'in deyim yerindeyse boğayı yere serecek, isabet edeni devirecek kafa topuna öyle bir uçuş yaptı ki, izleyenler izlemeyenlere THY'nin en büyük rakibinin Trabzonspor kaptanı Uğurcan Çakır'ın olduğunu söyleyebilirler! Ya ikinci yarının hemen başında yine Piatek'in ayağından çıkan penaltı vuruşuna yaptığı çifte kavrulmuş kurtarışına ne demeli? Trabzonspor kaptanı önce soluna kedi çevikliğiyle zıpladı, sonra da sekip rakibin önüne düşen topa panter kesildi! Trabzonspor aleyhine verilen penaltıya bir parantez açmak gerekirse; oyuncuların kramponlarının ucunun birbirine değmesi bir yana, Umut Güneş, Trabzonsporlu oyuncunun rüzgarından etkilenmiş olacak ki yuvarlandıkça yuvarlandı. Trabzonspor maçlarında alışık olduğumuz için penaltı verilmesine çok da şaşırmadık, alıştık artık! Açıkçası kaptan şampiyon oldukları sezondan kesitler sundu. Ne diyelim Allah nazardan, sakatlıklardan korusun! Leyla'nın Mecnun'a, Ferhat'ın Şirin'e kavuşmak istediği gibi yıllar sonra Trabzonspor hayalleri gerçekleşen çiçeği burnunda Fatih Tekke, oyuncularına önce defans güvenliği diyerek bekleyerek oynamalarını istemiş. Her ne kadar ilk yarının ve ikinci yarının başlarında kanatları devreye sokarak oynayan, ısrarla oynamaya çalışan Başakşehir karşısında zor anlar yaşamış olsalar da kademeli savunma anlayışıyla ve de Uğurcan'ın kalesinde devleşmesiyle başlarına gelmesini istemedikleri durumla karşılaşmadılar. Edin Visca, hakikaten inanılmaz bir oyuncu. Hem sağda hem solda gerek topla gerek topsuz oyunda göz kamaştırdı desek abartmış olmayız. Banza'nın ilk golde topu iğnenin deliğinden geçirdiği pozisyonun başlangıç noktasında Bosnalı oyuncu vardı yine. Golün asistini yapan Malheiro'ya attığı pası gördünüz mü? Banza da dün gece de ele avuca sığmayanlardandı. Kimsenin tahmin edemeyeceği biçimde su gibi araya sızarak attığı golün yanı sıra Ozan Tufan'ın kendine gelmesini, moral bulmasını sağlayacak golün asist sahibiydi. Tıpkı başkası olsa, nasıl olsa skor 0-2 diyerek topun köşe vuruşu olmasını beklerdi, ancak hiç beklemeyerek meşin yuvarlak dışarı çıkmadan üçüncü golün mühendisi olan Zubkov'un, Cham'ı ödüllendirmesi gibi. Maçın en büyük kırılma anlarından biri; Deniz'in kırmızı kart ile oyundan atılması idi. Evet, Trabzonspor iki farklı öndeydi ama son yarım saati sezon başından bu yana en rahat oyunlarını oynayarak geçirdiler. Aksi halde zaman zaman inanılmaz hata yapan Trabzonspor defansı, Trabzonsporlulara bildikleri duayı ettirirdi!
Uzun lafın kısası, hafta içi göreve gelmesiyle bir anda karabulutları dağıtan Fatih Tekke, hafta içinde oyuncularıyla yapmış olduğu mental çalışmanın karşılığını almış oldu. Bordo-mavili oyuncular canını dişine takarak çok iyi mücadele ettiler, zaman zaman iyi oynadılar. 300 gün önce tek golle geçtikleri Başakşehir'e 300 gün sonra attıkları üç golle sezonun ilk galibiyetini almış oldular. Sonunda oyuncular da camia da derin bir 'oh!'' çekti.