Aşağıda belirtilen seçenekler aracılığıyla veya istediğiniz zaman çerez politikası sayfamızdan seçimlerinizi yönetebilirsiniz. Yaptığınız seçimler, bu tarayıcı için geçerli olacaktır.
Zorunlu Çerezler
İşlevsellik İçin Gerekli Olan Çerezler
Performans ve Analiz İçin Gerekli Olan Çerezler
Hedefleme ve Reklam Çerezleri

Spor yazarlarının Beşiktaş yorumları

-
Süper Lig'de Beşiktaş'ın deplasmanda Konyaspor'a 1-0 mağlup olduğu karşılaşmaya dair öne çıkan yorumları sizin için derledik.

Beşiktaş, Trendyol Süper Lig'in 28. haftasında Konyaspor'a 1-0 mağlup oldu. Maça dair öne çıkan yorumları sizin için derledik.

Cem Dizdar - Fanatik

Futbolsever ülkemizin, güzide maçlarından biri! Hiçbir şey olmuyor. Üstelik ev sahibi ligde kalma gayretinde deplasman takımı ise ilk üç derdinde. Konya'nın ligdeki durumu malum. Peki ya Beşiktaş? Onca transfer, onca tanınmış futbolcu, değişen onca yönetimin ardından gelen uluslararası unvanlı hoca!.. Gelin görün ki devre boyunca gol olabilecek yegane pozisyonu da cömertce harcadılar. Ancak Konya gelişigüzel bir ''doldurma'' sonucu devre bitiminde öyle ye de böyle golü buldu. Üstelik 10 kişi kalan bir takımıyla. Öyle ki bir maç ki, devre boyunca ''gol beklentisi'' sıfıra yakın!.. Dakikalar ilerliyor, durum değişmiyor... İkinci devre üç değişikliğe rağmen ilkinden farklı değildi! Maç gittikçe tuhaflaştı 65'te Ndao atılıp ev sahibi Konya sahada 9 kişi kalınca durum değişir sanıldı! Çünkü 11 kişilik Beşiktaş'ın sahada kullanabileceği alan iyice büyümüş oldu. Ancak büyüyen alanı kullanma bilincine sahip bir Beşiktaş sahada var mıydı? işte soru tam da buydu. Merak ettim, ''Dokuz futbolcuyla kalmış bir takım kaçlı savunmayla oynuyordur acaba?'' 83'teki hızlı hücumda neredeyse gol buluyordu Konya! Hülasa... Çok az şey oldu ve maç bitti. Görüldü ki, Beşiktaş'ın yolu uzun. Gerek antrenman gerek teknik gerek taktik! Bunun için Ola Gunnar Solksjaer'in de kulüp yönetiminin de çok çalışması gerek. Evet, ''Çalışmak yetmez'' belki ama başka da bir yol yok!

Uğur Meleke - Hürriyet

Selçuk İnan geçtiğimiz hafta Beşiktaş'ı mağlup ederken adeta bir "Solskjaer prospektüsü" sunmuştu meslektaşlarına. Recep Uçar da (dün maç 11'e 11'ken, hatta 11'e 10'ken) bu prospektüsten faydalandı.Selçuk İnan geçtiğimiz hafta Beşiktaş'ı mağlup ederken adeta bir "Solskjaer prospektüsü" sunmuştu meslektaşlarına. Recep Uçar da (dün maç 11'e 11'ken, hatta 11'e 10'ken) bu prospektüsten faydalandı. Gaziantep, geçtiğimiz hafta Beşiktaş'a karşı 5-4-1'le savunmayı kalabalık tutmuş, siyah beyazlıların sağını hedef almıştı çıkışlarda. Konya da dün 5'li savunmayla maça başladı. Geçen hafta Antep'in sol açığı Okereke etkiliydi, dün de Yusuf Erdoğan yaptı benzer etkiyi. Solskjaer'in son bir ayda gelişen oyununda Oxlade-Chamberlain'ın çok önemli bir rolü vardı. Selçuk İnan önde baskıyla, Oxlade'in pas kanallarını Kozlowski'yle keserek Beşiktaş'ı uzun oynamaya zorlamıştı. Recep Uçar'ın takımı da önde baskıyla başladı. Onlar da Oxlade Chamberlain'ı kilitledi. Ve Mert Günok özellikle 11'e 11'ken çok fazla isabetsiz uzun top attı dün. Gaziantep, Beşiktaş'a karşı Arda Kızıldağ ile kafa golü bulmuştu geçen hafta. Bir gol de taç atışının devamında gelmişti. Dün de bir frikikte Beşiktaşlı oyuncuların topu bırakıp uyumaları söz konusu. Golü getiren orta sırasında Beşiktaşlılar uyurgezerken, Konyaspor'un iki stoperi (Uğurcan Yazğılı ve Marko Jevtovic) ceza alanı içindeydiler. Evet Solskjaer, Beşiktaş'ın başına geçtikten sonra bazı ufak rahatsızlıkları giderdi. Kolay top kaybı problemini teşhis etti, tedavi yolları ortaya koydu. Oxlade, Masuaku, Joao Mario, Emirhan gibi bireysel dokunuşlar da var. Ancak Solskjaer de aynen Van Bronckhorst'la benzer bir açmaza girdi şu anda: Rakip teknik adamlar Beşiktaş'ı doğru analiz edip önlem aldığında bir B planı henüz koyamadı ortaya. Sonlarının benzemesini elbette istemem ama şu anda bir "Giovanni van Solskjaer" devam filmi izliyoruz adeta.

Güntekin Onay - Hürriyet

Geçen hafta 10 kişi Gaziantep'e evinde yenilen Beşiktaşlı futbolcular ve Solskjaer o yenilgiden bırakın ders almayı hiç de utanmamışlar demek ki. Dün Konyaspor'un 2 santrforu da cezalı, yerlerine oynayan Melih de 27'de oyundan atılıyor. Konyaspor 10 kişiyle 1-0'ı buluyor. Yetmezmiş gibi 64'te 9 kişi kalıyor ve Beşiktaş 2 kişi eksik oynayan rakibine son yarım saat gol atamıyor. Beşiktaşlı futbolcular gamsız ve vurdumduymaz. Sahada asla isyan etmiyorlar, Gabriel Paulista'ya kırmızı kartlık pozisyonda rakip oyuncu kırmaya girmiş. Hakem sarı vermiş, ne rakibe ne hakeme tepki gösteren yok. İnanın ben böyle bir oyuncu grubu görmedim. Arkadaşı sahada dayak yese bu oyuncu grubu müdahale etmez. Bunun ötesinde asla pragmatik olmayan ve her maçın devamında yanlış değişikliklerle takıma hiç katkı vermeyen bir teknik ekip. Yanlış ve statik bir oyun, yavaş dolaştırılan top. 2 kişi eksik rakibe karşı kalabalığa atılan toplar. Neresinden tutarsan elinde kalıyor. Dost acı söyler, Arroyo henüz bu seviyenin oyuncusu değil. Semih'in topsuz oyunla ilgili hiç bir fikri yok. Çok hareketsiz ve sadece topu ayağına istiyor. Solskjaer ve ekibi eksik kalan rakiplere karşı dahi yanlış hamlelerle maç kaybediyor. Solskjaer ve ekibi pragmatik değil. İskandinavlar başarı için sistem, disiplin ve çalışmaya inanırlar. Ancak keskin cesur ve radikal kararlar alabilecek bir yapıları yok. Türkiye liginde son 17 senedir neden Türk teknik adamların çalıştırdığı takımlar şampiyon oluyor? Bu seri bozulursa bunu dünyanın en pragmatik teknik adamı Mourinho'nun bozma şansı var. Türkiye'de Norveçli, İngiliz, Hollandalı teknik adam olmuyor. Olmaz da. Konyaspor'u tebrik etmek lazım. Aslanlar gibi mücadele ettiler ve çok değerli bir 3 puan aldılar.

Attila Gökçe - Milliyet

Evet, Solskjaer iyi bir antrenör. Beşiktaş kadrosundaki oyuncuların çoğuna dokunarak kronik rahatsızlıklarının bir bölümünü tedavi etmeyi başardı. Ama sonrası daha da sıkıntılı oldu. Anımsayalım: futbolcular geçen hafta İstanbul'da kendi taraftarlarının önünde yenilgiden kurtulamadılar. Gol yedikten sonra adeta şoka uğrayıp mücadele yeteneğini kaybettiler. Konya'daki maça bakarsak, başlangıçta Rashica, Rafa Silva, Gedson Fernandes'le rakibi ürkütücü bir tempo oyunu sergilediler. Bu oyun üç şuta izin vermedi. Toplar direklerden döndü. Erken vuruşlar, gol şansı yaratmayan boşuna ataklarla Beşiktaş hem zamanı hem de topu kaybetti. Hakem Ali Şansalan titiz bir dikkatle yönetti maçı. Avantaj kuralına dikkat etti, faullerde VAR uyarısıyla sarıdan kırmızıya döndü. Ancak ironik bir oyun yarattı bu durum. Melih Bostan ve Ndao'nun kırmızı kartla oyun dışı kalmasından sonra bocalayan takım yine Beşiktaş oldu. Savunma, orta alan ve forvet oyuncuları birbirinden kopuk bireysel çabalarla gol arayıp şut çekmeyi denediler. Ne var ki başlangıçta özveri gibi görünen bu ayarsız oyun, Beşiktaş'ta taktik disiplin denen kavramını da yok etti. Öte yandan ikinci yarının başında oyuna katılan Semih, Muçi ve diğerleri, takımın enerjisini yükseltemediler. Arkadaşlarına umut ve  heyecan sunamadılar. Konyaspor 27'de Melih Bostan'ı, 65'de Ndao'yu kaybettikten sonra hem 10 kişilik hem de 9 kişilik oyunda hiç zorlanmadı. Çünkü kalede belki de kariyer maçını oynayan Deniz Ertaş vardı. Dört kurtarışla alkışları kazandı. Maç bitti. Beşiktaş'tan üç puan daha gitti. Korkarım ki hedef duygusu da kaybolacak. Ziraat Türkiye Kupası'nı unutup sıra takımınma dönecekler. Üzgünüm ve kaygılıyım. Recep Uçar hocamızı ve Konyaspor'u içtenlikle kutluyorum.