Ülke futbolunun değerli isimlerinden Mustafa Denizli, Sabah'tan Yasemin Yıldırım'a konuştu.
Türkiye'de futbolun değişim ve çağ atlama yaşadığının altını çizen Mustafa Denizli, Süper Lig'de hafta sonu oynanacak Galatasaray - Beşiktaş derbisiyle ilgili görüşünü, " Okan Buruk ve Burak Yılmaz, ikisi de öğrencim. Çok sevdiğim, başarılı sporcular, ikisi de zeki ve sempatik. Okan daha önce başladı, başarıları var. Burak'ın da önü açık, bu haftaki maçın sonucu ne olursa olsun önü açık. Beşiktaş bu maçta şartlar ne olursa olsun Galatasaray'a kaybeder diye bir şey yok. Derbilerde neler yaşandığını yıllardır biliyorum. Ne sonuçlar gördük. Her şeye rağmen Burak için önemli bir sınav olacak ama sonuç ne olursa olsun Burak'ın geleceğini etkileyecek bir şey olmaz. Burak'ın antrenörlüğünden son derece umutluyum." sözleriyle paylaştı.
Kuntz'un ayrılığı ve Montella'nın gelişiyle devam eden, EURO 2024 biletine varan Milli Takım'ın içinde bulunduğu süreci değerlendiren Denizli,"Birinin niye tutmadığını, diğerinin niye tuttuğunu söyleyebilmek çok kolay değil. Görünen bir şey var; Milli Takım şu an çok iyi bir jenerasyon yakaladı. Milli takımlar teknik adamın fizik çalışma yapacağı bir yer değil. Futbolcular kulüplerinden hazır gelir. Burada psikolojik ve pratik çalışma yapılır. Farklı takımlardan gelen oyuncuların ortak hareket edeceği ortamı sağlamak gerekir. Montella bunu sağladı. Oyuncuların vücut dilinden bunu görüyoruz. Milli Takım ülke insanını üzdüğünde ilgi azalır. Bakışlarda sevgi yoktur. Futbolcu kendini değersiz hisseder. Dünya futbolunun önde gelen ülkelerine bakınca milli takımların başında genelde o ülke insanı vardır. İngiltere'de Premier Lig'de başı çeken takımların hocaları yabancıdır ama milli takımda göremezsin. Fransa'da, İtalya'da, İspanya'da, Almanya'da bu böyledir. Ben olaya öyle bakmıyorum. Futbolun dili ortaktır. Önemli olan bu insanlarla aynı duyguda buluşmak ve yansıtmak. Futbol bir elektrik oyunu. Sadece saha içinde olmaz. Milli takımdaki çalışmalar psikolojiktir." ifadelerini kullandı.
Süper Lig'deki şampiyonluk yarışına da değinen Denizli, "Çok iddialı olmasın ama Fenerbahçe belki de son 40-50 yılın en iyi kadrosunu kurdu. Çok kaliteli oyunculara sahip oldular. Yenilgisiz gidiyor. Bu, baskı oluşturur mu? Namağlup olan takımı yenmek isteyen rakipler daha hırslı oynayabilir. Bunu ilk ben başarayım, ben yeneyim düşüncesi olur. Bu da dezavantaj olabilir. Ama Fenerbahçe, tecrübeli ve saha içi liderleri olan bir takım. İyi futbolcularla seyredilir hale gelen bir dal futbol. Ekip arkadaşların, potansiyelini ortaya çıkarmak için etkendir. Saha içi denen bir dil var. Milli Takım'ın oynadığı son maçlara bakarsanız Galatasaray ve Fenerbahçe ağırlıklı oynayanı, oynamayanı görev yapıyor. Bu bir rekabet. Senin potansiyelin varsa önünün kesilme ihtimali olmaz. Son örneği Arda Güler. Yerlisi, yabancısı yok. İyisi var, kötüsü var. 85 milyonluk bir ülke için bu yabancı sayısı fazla ama madem uluslararası rekabetin içindesin, ayak uyduracaksın ama madden zaten uyduramıyorsun. Liginin değerinin diğerlerinin yanında esamesi okunmuyor. Avrupa'da bir kazanan burada 2-3 kazanıyor. Milli Takım'da görev yapanlara bakınca Türkiye kısmen de olsa ihracatçı bir konuma da girdi. Yabancı sayısında, artılı sistemleri sevmiyorum. Rakam düz olmalı." dedi.