Aşağıda belirtilen seçenekler aracılığıyla veya istediğiniz zaman çerez politikası sayfamızdan seçimlerinizi yönetebilirsiniz. Yaptığınız seçimler, bu tarayıcı için geçerli olacaktır.
Zorunlu Çerezler
İşlevsellik İçin Gerekli Olan Çerezler
Performans ve Analiz İçin Gerekli Olan Çerezler
Hedefleme ve Reklam Çerezleri

Dani Olmo: Düzensizlik içinde bir düzenimiz var

-
Atletico'yu saf dışı bırakan ve an itibarıyla Avrupa'nın en iyi dört takımından biri olan Leipzig'in oyununun incelikleri neler? Dani Olmo anlatıyor.


ÇEVİRİ: Onur Özgen


RB Leipzig'in Atletico Madrid zaferinin baş kahramanlarından biri olan Dani Olmo, maçtan birkaç gün önce Leipzig'de yapmaya çalıştıkları şey hakkında El Pais' e detaylı bir röportaj vermişti.

Röportajda Olmo'nun sadece futbola bakış açısını anlatan detaylar değil, aynı zamanda ne kadar duyarlı bir insan olduğunu gösteren cevapları da bulunuyor.

<a href=Dani Olmo Leipzig" perform:prop="uuid:1a3n9n0xmgt661wt2j1q540fui;width:1200;height:742" src="https://images.daznservices.com/di/library/GOAL/b4/72/dani-olmo-leipzig_1ltfz30a9n4c71ln8erklmv1k6.jpg?t=-334175773" style="width: 100%;" />

Nasıl bir Şampiyonlar Ligi bekliyorsunuz?

Seyirci olmadan oynamaya alışmak istemiyoruz. Fakat öte yandan, bu tek maçlık düzen ve taraftarlar olmadan tarafsız bir sahada oynamak, beraberinde güzel sürprizler getirebilir.

Alışkanlıklarınız ve antrenmanlarınız boş stadyumlara uyum sağlayabilecek şekilde değişti mi?

Bu yeni durumun bizi etkilememesi için zihinsel çalışmalara daha fazla eğiliyoruz. Tüm sezon boyunca bizimle birlikte olan bir spor psikoloğumuz var. Onunla her türlü konuda konuşuyoruz. Seyirciler olmadan kendimizi motive etmeyi öğrenmemiz gerek. Maç gününe doğru daima rakibi, oyun içinde neler yapabileceğimi, takımıma nasıl katkıda bulunabileceğimi düşünüyorum. Şeyleri hayâlimde canlandırmak, dürtüsel olarak beni harekete geçiriyor. Bu gerçekten çok iyi bir çalışma. Çünkü bu sayede kendinizi maçta olabilecek olası durumlara tepki vermeye hazırlıyorsunuz. Aksi takdirde maçta gerçekleşecek herhangi bir olay, sizi çok şaşırtabilir ve zor durumlara düşürebilir.

Kendinizi bir oyun kurucu olarak görüyorsunuz. Peki oyun kuruculuğun modern futboldaki gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Örneğin Liverpool gibi, bu rolün belirli bir yerinin olmadığı, referans olarak gösterebilecek takımlar var.

Bu, sisteme bağlı bir şey. Örneğin Liverpool'da Roberto Firmino'nun derine geldiği ya da Karim Benzema'nın aynı şekilde oynadığı bir 4-3-3 düzeninde, oyun kurucu rolünü Gini Wijnaldum'un üstlendiğini düşünüyorum. Aynı rolü Real Madrid'de de Luka Modric üstleniyor. Şahsen böyle bir sistemde santrfora yakın oynayıp hatlar arasında dolaşır ve bir boşluk arardım. Elbette buralarda çok fazla boşluk yok. Ama yine de uyum sağlamalısınız. Çünkü alan her zaman vardır. Topu iyi karşılayabilmek için o alanları bulmanız ve doğru zamanlamayla nasıl hareket edeceğiniz bilmeniz yeterlidir.

Julian Nagelsmann, saha içindeki düzenini sürekli olarak değiştirir. Bir gün 3-1-4-2, başka bir gün 5-3-2 ya da 4-3-3... Dizilişlerden bağımsız olarak, bu düzende sizin rolünüz nedir?

Boş alanları iyi işgâl etmek, pozisyon yaratmak için hücum oyununa süreklilik kazandırmak ve skor üretilebilecek pozisyonları oluşturmak. Nagelsmann'ın felsefesi asla değişmez: Sahaya çıkın, koşullar ne olursa olsun saygınlığınızı yitirmeyin, topa sahip olun ve hakem son düdüğü çalana kadar kazanmak için savaşın. Kolektif oyun, defansif dayanışma, birbirimize sürekli yardım etmek, birlikte oynamak ve rakibe karşı korunaklı olmak... Biz, hiçbir oyuncunun sahip olduğumuz birliktelikten daha önemli olmadığı bir takımız.

Julian Nagelsmann Leipzig Atletico Madrid 08/13/20

Leipzig'de beklerin içe kat ettiklerini, merkez orta saha oyuncularının geniş alanlara hareketlendiklerini, forvetlerin ise derine indiklerini görüyoruz. Burada önemli olan pastan ziyade boş alan yaratmak için gerçekleştirilen bu agresif hareketlilik midir?

Her maçta farklı bir dizilişte oynayabiliriz; ama nihayetinde düzensizlik içinde bir düzenimiz var. Pozisyonlarımızı değiştirmekte, alanlarımızdan ayrılmakta, boş alanı bulduğumuzda oraya yerleşmekte her zaman özgürüz; ancak elbette otomatik olarak gerçekleştirmemiz gereken bazı şeyler de var. Örneğin, santrfor bir hamle yaparsa, oyun kurucunun buna bir tepki göstermesi ve başka bir hamle yapması gerekir. Bu, o an için bulunduğunuz pozisyona bağlıdır. Bu nedenle kadromuzda, hem orta sahada hem de kanatlarda oynayabilen Konrad Laimer ya da orta sahanın her yerinde oynayabilen Marcel Sabitzer gibi çok yönlü oyuncular bulunuyor. Sahada bir düzen içerisinde yer değiştiriyoruz. Sürekli olarak hem kendimin hem de takım arkadaşlarımın topla buluşabileceği boş alanlara bakıyorum. Bazen de topu almayacağınızı bilerek oyun içinde kısa molalar verirsiniz, ancak bunları da rakip savunmanın arkasında boşluk yaratmak için yaparsınız.

Bu karmaşık manevralarınızın alan ve zaman anlamında yaratabileceği olası dengesizliklerden kaçınmak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Antrenörümüz bize sahadaki boşlukları işgâl etmemiz için özgürlük veriyor; fakat aynı zamanda bir cevap bulamadığımız anlarda bize çözümler, futbolumuzu geliştirmemize yardımcı olan otomatiklikler de veriyor. Birçok şey üzerine çalışıyoruz. Atletico özelinde bir ipucu vermek istemiyorum. Genel olarak, rakibin presini kırmak üzerine çalıştığımızı söyleyebilirim. Çalışmalarımızda her şey oyuncuların niteliklerine ve topun konumuna bağlıdır. Hareketliliğimizin getirdiği avantajlardan çok iyi faydalanıyoruz. Çoğumuz baskı altındayken hatlar arasına girmeye hazırız. Hiçbirimizin sabit bir pozisyonu yok. Ve bir savunma oyuncusu için en zor şey, sürekli hareket hâlinde olan oyuncularla karşı karşıya kalmaktır.

Atletico, bir yıl önce sizinle ilgileniyordu. Bugün Atletico için oynasaydınız, topa dokunmak için oldukça uğraşmak zorunda kalacaktınız. Aksi takdirde Atletico'da bir orta saha oyuncusunun hücum geçişlerinin bir parçası olması çok zordur. Leipzig'de ise durum bunun tam tersi.

Evet, sahanın üçüncü bölgesinde daha fazla topla buluşma şansımızın olduğu doğru. Çünkü sürekli ceza sahasına fazla oyuncu sokuyoruz. Ve rakibi şaşırtmak için orada olabildiğince çabuk toplanmaya çalışıyoruz.

Buna karşın santrforlarınız, Timo Werner ve Patrik Schick, nadiren ceza sahasında oluyorlar. Nagelsmann daha çok gerideki oyuncuların içeri girmesini mi tercih ediyor?

Santrforun rolü çok önemli. Konumuna bağlı olarak, arkasındaki oyunculara birçok seçenek sunabilir. Ve genellikle, hareketliliğimiz sayesinde saha içinde en iyi seçeneklere sahip oluyoruz.

<a href=Dani Olmo Leipzig Atletico Madrid 08/13/20" perform:prop="uuid:5po2sqjb7tgs1lcjzqulrk8o2;width:1200;height:782" src="https://images.daznservices.com/di/library/GOAL/14/4/dani-olmo-leipzig-atletico-madrid-081320_1wq3uhqkowyuh14ody9n13bv4q.jpg?t=-334102317" style="width: 100%;" />

La Masia'da da eğitim görmüş biri olarak, Leipzig'deki pozisyon oyununun inceliklerini nasıl tanımlarsınız?

Burada daha çok birlikte oynuyoruz ve oyunu hızlandırmak için birbirimize yaklaşmaya çalışıyoruz. Eğer açılırsak, antrenörümüzün istediği kadar hızlı oynayamayız. Bu yüzden mümkün olduğunca, neredeyse futsaldaki gibi bir araya toplanmaya çalışıyoruz. Alan ne kadar küçük ise o kadar iyidir, çünkü bu sayede topun dolaşımını daha fazla hızlandırabiliriz. Ayrıca rakibin de baskısını üzerinize çekebilirsiniz. Ancak bunun için baskı altında oynamaya hazır olmanız gerekir. Ve bizim de bütün çalışmalarımızın temelini bu oluşturuyor. Eğer bunu başarırsanız, önünüzde daha geniş alanlar açılır ve daha derinlemesine ilerleyebilirsiniz.

Common Goal'e (Juan Mata tarafından kurulan ve futbol sektörünü kapsayan bir yardım hareketi) neden katıldınız? Seyircilerin olmadığı bu yeni futbolda, oyuncuların topluma daha fazla bağlanması gerektiğini düşünüyor musunuz?

Amacı, futbol endüstrisini dönüştürmek ve dünyaya olan katkısını en üst düzeye çıkarmak olan bir hareketin parçası olmak istedim. Bu zor zamanlarda, eylemlerimizin yarattığı etkinin büyüklüğünün bilincinde olarak hareket etmemiz gerektiğine inanıyorum. Futbolu bir dayanışma silahı olarak kullanmalıyız. Futbolcular olarak insanların üzerinde büyük bir tesirimiz var. Özellikle de çocuklar. İnsanlarla dayanışma hâlinde olursak, o zaman çocuklar da bazı şeyleri daha farklı görmeye başlayabilirler. Daha iyi bir dünya inşa etmeye katkıda bulunabiliriz. Bu bizim bir yükümlülüğümüz.

Mevcut krizde futbolcular birer vatandaş olarak daha fazla sorumluluğu var mı?

Hayır. Ama futbol bize insanlara ulaşma imkânı veriyor ve bu imkânı nasıl değerlendirebileceğimizi bilmeliyiz. Futbolcular olarak gerçekliğin kenarında değiliz. Almanya'da ve diğer ülkelerde, salgının bir sonucu olarak, futbolun sosyal bir işlevi yerine getirmesi gerektiği fikri giderek yayıldı.

Common Goal'e katkıda bulunduğunuz para aracılığıyla hangi projeyi desteklemeyi planlıyorsunuz?

Hırvatistan'daki bir sosyal yardımlaşma derneğinin çalışmalarına sponsor olacağım. Balkanlarda savaşın sonuçlarına maruz kalmaya devam eden insanlar var ve bugün de birçok toplumu etkileyen, eşitliğin hüküm sürdüğü bir topluma dönüşün önünde büyük bir engel teşkil eden etnik çatışmalar yaşanmaya devam ediyor. Kültürlerarası bu program aracılığıyla entegrasyona yardımcı olmak, barış ve şiddetsizliği inşa etmek, cinsiyet eşitliği ve her şeyden önce çocukların korunması konusunda iş birliği yapmak istiyorum. Slavonski Brod gibi küçük Hırvat kasabalarında, hâlâ eğitim göremeyen çocuklar ve savaştan etkilenen birçok aile yaşıyor.

(Röportajın orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.)

Kaynak: GOAL.COM Yukarı