Aşağıda belirtilen seçenekler aracılığıyla veya istediğiniz zaman çerez politikası sayfamızdan seçimlerinizi yönetebilirsiniz. Yaptığınız seçimler, bu tarayıcı için geçerli olacaktır.
Zorunlu Çerezler
İşlevsellik İçin Gerekli Olan Çerezler
Performans ve Analiz İçin Gerekli Olan Çerezler
Hedefleme ve Reklam Çerezleri

Jürgen Klopp'u tanımlayan maç: Mainz 1-0 Bochum

-
Wolfgang Frank, Almanya dışında pek tanınmaz. Ancak Jürgen Klopp'un futbol dünyasında en etkileyici rol ona ait.


YORUM: Alex Keble | ÇEVİRİ: Rezzan Yetiş 


2013 Şampiyonlar Ligi finalinin akşamında Jürgen Klopp, akıl hocası Wolfgang Frank'e mesaj atar: "Sen olmasaydın, bugün Londra'da, Wembley Stadı'nda olmazdım."

Avrupa futbolu Frank'e hala yabancı; fakat Klopp'a olan etkisi onu modern futbolun en önemli taktisyenlerinden biri yapıyor. Klopp'un Frank ile olan ilişkisi tıpkı Pep Guardiola ve Johan Cruyff'ın ilişkisine benziyor.

Raphael Honigstein'in kaleme aldığı 'Klopp: Bring the Noise' adlı kitabında Klopp şöyle diyor: "Wolfgang koca bir nesil futbolcuya ilham oldu ve olmaya da devam ediyor. Bunu binlerce oyuncuya söyledim. Beni en çok etkileyen antrenör o. Olağanüstü bir insandı."

Frank'in Mainz'deki mirası; Klopp'u taktik, antrenman ve insan yönetimi konusunda bilgilendiren; hatta 2001'de takımın başına geçmesinde kilit bir rol oynayarak teknik direktör olmasını sağlayan bir ilham kaynağı oldu. Ancak bu miras, Mayıs 1996'da Bundesliga 2'nin son sırasındayken zar zor alınan 1-0'lık galibiyet olmadan var olamazdı.

Eylül 1995'te Mainz'in başına geçtiği zaman Frank bir mucize yaratabileceğini umut ediyordu. Teknik direktör adayları arasında listenin sonunda olmasına rağmen bu işe gönüllü tek kişi de oydu. Frank başlangıcı iyi yapamamış, kulüp devre arasında sıkıntı içine girmişti.

Yine de Frank, zamanını Almanya'da devrim yaratacak yeni ve radikal bir taktik sistemi geliştirmek için kullandı. O zamanlar Alman futbolunda hayatî bir rolü olan libero sistemini bıraktı ve eşine ender rastlanan bir dörtlü savunma sistemi yerleştirdi. Alan markajını icat etti ve veri analistleri ile çalışmaya başladı.

Ancak aldığı risklerin en önemlisi de teknik kabiliyete değil alan kullanımına; irade gücüne değil daralan ve genişleyen bir takım şekline odaklı bir pres sistemi geliştirmekti.

Frank'in taktikleri, sonrasında Klopp ile birlikte yeniden dünyaya geldi; Arrigo Sacchi'nin Milan'ı ve Hollanda'nın total futbolu da eklenerek ortaya 'gegenpress' çıktı.

Jurgen Klopp Mainz

Frank'in Mainz'i savunmada alanları sıklaştırır; topla bir araya gelebilmek için çizgileri terk eder ve topa sahip olunca da dikine hücuma kalkardı. Liverpool taraftarlarına bu sistem bir hayli tanıdık geliyor olmalı.

1990'lı yıllarda Alman futbolu henüz Premier Lig kadar gelişmemişken Mainz oyuncuları Frank'in taktikleri ile az çok tanıştı. Günlerce topsuz antrenman yaparlar ve saatlerce hocayla birlikte toplantı odasında kalırlardı.

Klopp kısa sürede Frank'in öğrencisi oldu. Her ayrıntıyı kaptı, teknik direktör olacağı zamana kadar notlar aldı ve Frank'in sahadaki taktik beyni haline geldi. Alınan sonuçlar da önemli ölçüde iyileşme gösterdi.

Ancak sezonun son günü Mainz 05 güvenli bölgeden çok uzaktaydı. Küme düşmemek için lider VfL Bochum'u yenmeleri gerekiyordu. Marco Weisshaupt'ın yedinci dakikadaki golüyle de bunu başardılar.

Frank'in yöntemleri kendini kanıtlamıştı; fakat daha da önemlisi aynı kadro 1996-97 sezonunda da bir arada kaldı. Ocak ayı geldiğinde Mainz ilk ikiyi görmüştü ve tarihinde ilk kez Bundesliga'ya yükselmenin eşiğindeydi.

Frank sezon ortasında istifa etti ve Mainz, Bundesliga'ya çıkmadı. Ancak ortam hazırlanmıştı. Kulüp bir ileri bir geri gidip duruyordu ki bir sene sonra Frank, oyun felsefesiyle beraber geri döndü ve takımı iki sezon boyunca orta sıralarda tuttu. Eldeki bütçeye göre bu, muhteşem bir başarıydı.

2000'de takımdan ayrıldığında Mainz yine yolunu kaybetmişti. Sportif direktör Christian Heidel, Frank'in vizyonuna yeniden ihtiyaçları olduğunu fark edince genç Klopp'u takımın başına geçirmeye karar verdi.

Eğer Mainz 1996'da ligden düşseydi, takım parçalanır, Frank'in görevi sona erer ve bu olay örgüsü hiç yaşanmazdı.

Belki Klopp devam edebilir, teknik direktörlük kariyerine giden düğümleri başka bir yerde çözebilirdi. Ancak daha da önemlisi Klopp, akıl hocasının ona verdiği iki buçuk yıllık eğitimi kaçırmış olacaktı.

2001'de Mainz'in başına geçmeden birkaç gün önce Klopp, Heidel'e göre takımın sorunlarını çözmüştü. Takımda neyin eksik olduğunu ve hangi sistemi kullanması gerektiğini tam olarak biliyordu:

Jurgen Klopp Borussia Dortmund 2013 Champions League final

"Teknik direktör olduğumda Frank'ten öğrendiğim birçok şeyi uyguladım. Benim için mükemmel bir rol modeldi."

Frank 2000'de kulüp ile yollarını ayırdığında Klopp'un Mainz, Borussia Dortmund ve Liverpool'da başardıklarının kıyısından dahi geçmedi. Ancak çırağı, şu sözleriyle Wolfgang Frank'in birebir yansımasıydı adeta: "Dünyadaki hiçbir oyun kurucu, karşı pres kadar iyi olamaz."

Mainz onun için bir sıçrama tahtasıydı elbette. Sonrasında Klopp, modern Avrupa futbolunu tanımlamak için İspanya'nın 2010'larda Guardiola'dan esinlendiği futboluyla birleşen bir Alman 'Heavy Metal' oyun stilini tüm dünyaya tanıtacaktı.

Klopp'un Dortmund'daki gegenpress oyunu; Frank'in FC Winterthur takımına kaptanlık eden ve onun tedrisatından geçen Joachim Löw'ün yönetimindeki Almanya'nın 2014 Dünya Kupası zaferi ile aynı zamana denk geldi. Bu sistem, Guardiola'nın Bayern Münih'e olan yaklaşımına ilham oldu.

İkilinin Bundesliga'daki akıl oyunları, bugün Manchester City ve Liverpool'da gördüğümüz ve çağımız futbolunu tanımlayan taktikleri yarattı.

Ve bunların hiçbiri, Wolfgang Frank olmadan olmazdı. Onun 1990'lardaki devrimsel hamlesinin meyvelerini Almanya, 21. yüzyılın ilk yirmi yılında topladı. Kutsal bir taktik dehaya sahip yeteneksiz bir futbolcu olan Klopp, 1995'te Wolfgang Frank'in kanatları altına alınmasaydı yaşam yörüngesi belki de çok farklı olacaktı.

Uzun uzun taktik konuları tartıştıkları gecelerden 2001'de Klopp'un onun koltuğuna geçmesine kadar olan süreçte ikilinin ilişkisi çok daha kısa sürebilirdi; eğer Bundesliga 2'de 1995-96 sezonunun son günü oynanan ve ite kaka alınan 1-0'lık galibiyet olmasaydı...

Kaynak: GOAL.COM Yukarı