YORUM: Josh Thomas | ÇEVİRİ: Can Doğan
"Dünya değişmişti. Avrupa'nın en gürültülü, en kalabalık ve en kaotik şehri artık ıssızdı"
Bu sözler, 10 Mayıs 1987 gününün öğleden sonrasında Napoli şehrini tanımlamak adına İtalyan antropolog Amalia Signorelli'ye ait.
Vezüv Yanardağı'nın gölgesindeki bu şehir, Napoli'nin kuruluşundan tam 61 yıl sonra ilk Serie A şampiyonluğunu kazanmasını bekliyordu.
Şampiyonluğun ardından yapılan kutlama öyle şiddetliydi ki, bir taraftar yerel bir mezarlığın duvarına "Neyi kaçırdığınızı bilmiyorsunuz!" yazmıştı.
Bu sadece Napoli'nin zaferi değildi. Güney İtalya'nın tamamı uzun bir süredir ardından kuzeydeki rakiplerine karşı bir zafer elde etmeyi bekliyordu. Juventus, Milan ve Inter, İtalyan futbolunu tamamen domine etmişti.
Ama artık bu tablo tersine döndü ve Arjantinli efsane Diego Maradona'nın yıllar boyunca unutulmayacak bir performans sergilediği sezonun ardından Napoli şampiyonluğa ulaştı.
1984 yılında Barcelona'dan Napoli'ye başarılar yaşamak adına transfer olan Maradona'nın Serie A şampiyonluğunu kazanmasının üç sene sürmesi, takımda düzeltilmesi gereken başka şeyler olduğunun da göstergesiydi.
Maradona'nın ilk sezonunda Napoli, sürpriz bir şekilde şampiyonluğa ulaşan Verona'nın 10 puan gerisinde ligi sekizinci olarak tamamlamıştı. İkinci sezon da takım gelişme göstererek üçüncü sıraya yükseldi.
Diego Maradona Napoli" perform:prop="uuid:1fape9urgh5ba1gaccoawjv89b;width:1920;height:1080" src="https://images.performgroup.com/di/library/Goal_Turkey/ec/3e/diego-maradona-napoli_1hzsfcx5etu2316elo6zifpthc.jpg?t=-9812051" style="width: 100%;" />
İlk sezonunda 14 gol atan Arjantinli yıldız, gol krallığı yarışının zirvesindeki Michel Platini'nin sadece 4 gol gerisindeydi. İtalya'daki ikinci sezonunu da 11 golle tamamlayan Maradona, Napoli'nin Serie A şampiyonluğu için güçlü bir aday olduğunu yavaş yavaş gösteriyordu.
1986-87 sezonuna başladığımızda Napoli, yalnızca 5 sene önce Atalanta ile Serie C şampiyonluğuna ulaşan Ottavio Bianchi'nin önderliğinde, Maradona'nın merkezde olduğu çok yönlü bir kadroya sahipti.
Genç stoper Ciro Ferrara, yeni transferler Fernando De Napoli ve Andrea Carnavale iyi bir oyun ortaya koydu.
Özellikle De Napoli, orta sahadaki partneri Salvatore Bagni ile birlikte Mardona'nın üzerindeki yükü hafifletmek adına inanılmaz bir performans sergiledi.
Sezonu 10 golle tamamlayan Maradona, takımının en golcü oyuncusu olsa da, Napoli'nin gol yükünü tamamen tek başına çekti diyemeyiz. O sezon Andrea Carnavale 8, Bruno Giordan ise 6 gol atarak takıma katkıda bulunmuşlardı.
1986-87 sezonunda kendi evinde oynadığı hiçbir maçı kaybetmeyen Napoli, San Paolo'da konuk ettiği rakipleri Juventus ve Milan'ı 2-1'lik skorlarla mağlup ederek Güney İtalya'yı gururlandırmıştı.
Napoli'nin sezonu Juventus'un 3 puan önünde şampiyon olduğunu göz önüne alırsak, bu iki maçta alınan 6 puanın ne kadar önem arz ettiğini görebiliriz.
Şampiyonluğun ardındaki kutlamalar, partilere gitmeyi seven Maradona'nın bile hayal edemeyeceği bir seviyesindeydi. Kutlamalar o geceyle sınırlı kalmadı ve şehirde yaşayanlar ertesi gün işe gitmemeye karar verdi.
O dönemde rekabet o kadar yoğundu ki; Juventus için tabutlar yapıldı ve ölüm ilanları bastırıldı. Rakiplerinin "ölümünü" kutlayan Napoli taraftarları o tarihten sonra sadece dört tane kupa kazanacaklarından habersiz kendilerini bir peri masalının içinde bulmuşlardı.