İddaa
A Milli Futbol Takımı, EURO 2020 Elemeleri H Grubu'nda Arnavutluk'u konuk ettiği maçta rakibini 1-0'lık skorla devirdi. Türkiye'ye galibiyeti getiren golü 90. dakikada Cenk Tosun kaydetti.
Ay yıldızlı ekip bu galibiyetin ardından 18 puana yükselirken, ikili averajla Fransa'nın üstünde yer almaya devam etti.
Spor yazarları ise Türkiye - Arnavutluk mücadelesini değerlendirdi.
Şansal Büyüka | Milliyet
İlk yarı boyunca maalesef "işte bu" diyeceğimiz bir pozisyonumuz olmadı. Sadece Burak Yılmaz ve Hakan Çalhanoğlu'nun iki cılız şutu ile devreyi tamamladık. Arnavutluk takımının arkasına top atacak, Burak'ı, Cenk'i o toplara koşturacak, belki de golle buluşturacak tek hücum organizasyonumuz olmadı.
İlk yarı sonunda 'oyun İrfan Can ile Yusuf Yazıcı'yı davet ediyor' demiştik. Şenol Hoca ikinci yarıda önce İrfan Can'ı , sonra Yusuf'u sahaya sürdü. Ama gördük ki, onlar da derdimizi çare olamadı.
İmdadımızı Arnavut savunması yetişti. İsmaili ile İtalyan liginin en az gol yiyen kalecilerinden biri olan Strakosha birbirlerine girip topu kaybedince Cenk'in boş kaleye kafa vuruşu, son dakika golü olarak ağlara gitti, biz de heralde bu golle finallere gittik.
Cem Dizdar | Fanatik
Grupta iki sükseli maç kazanmış bir takım için oynadığımız oyun şaşırtıcıydı. İlk devre boyunca bırakın sükseyi düzen tutturmakta bile sıkıntı yaşadık. Peki neden? Tek nedeni olmaz elbette. Lakin başat neden, Lucescu'nun kurguladığı arzulu, atletik, genç takımı bildik, tanıdık tecrübeli isimlerle harmanlama tercihimizdi! Ve tecrübelilerin oyunda kalıp bireysel etki gösterme sürelerini uzatmak için ritm ve tempodan taviz verdik.
Böylece oyunu ele alamadık. İşi bitirmeyi bir iki pozisyona indirgedik. Çünkü sanırım Şenol Güneş o pozisyonları bitirecek oyuncuları olmasına güveniyordu. Çağlar oyuna alındıktan sonra öne doğru etki arttı. Ancak başta tutturulamayan ritm yükseltilmeyince çözüm de olamadı. Taa ki 90'a kadar... O ana kadar ortada görünmeyen herkes devreye girdi. Avrupa Şampiyonası'na gitmeyi büyük ölçüde garantiledik. Bu bile başlı başına övülesi bir durumdur.
Ömer Üründül | Sabah
Düşünebiliyor musunuz iki takımın da kazanmak zorunda olduğu bir maç ve 70 dakika iki takımın da tek bir pozisyonu yok. Bir hayli ilginç bir durum. Son 20 dakikada ise neler olacağını önceden tahmin ettim. Hatta beraber izlediğim yakın dostuma 'Son bölümde Arnavutluk pozisyonlar bulur' dedim. Çünkü hem yorulmuştuk hem üretemiyorduk hem de mecburen riskler artmıştı. Nitekim son 20 dakikada üç net gol pozisyonu oluştu ama atamadılar. Bu sefer de yine arkadaşım dedi ki; 'Bunlar kaçtıysa golü biz atarız' ve nitekim de bir mucizeyi son dakikada gerçekleştirdik.
Futbolda bazen böyle şeyler oluyor. Tabii ki gerçekleri görmek lazım ama herşeyden önemlisi netice. Pozisyon dahi bulmadan son dakikada rakibin hediyesi ile sürpriz bir gol attık. Her zaman söylediğim gibi futbolun cazibesi burada yatıyor.
Erman Toroğlu | Fotomaç
Emre Belözoğlu yaşının icabı bir yere kadar mücadele ediyor. Ama hiç olmazsa sahada kaldığı sürede sonuna kadar mücadele ediyor. Burak ile Cenk'in uzun zamandır maç oynamaması dün sahada net bir biçimde gözüktü. Şimdi bu 3 oyuncunun ismini sayarsanız geriye 8 oyuncu kalıyor. Yük bazılarına fazla bindi, bazılarına az. Rakip kaleci o büyük hatayı yapmasa maçı almamız mucize.
Arnavutluk kendi kapasitesine göre bizden çok daha iyi mücadele etti, sahaya daha iyi yayıldılar ve bize çok da tehlikeli oldular. İki takım arasında kalite olarak büyük fark vardı. Ama sahada sahada mücadele edip futbol oynamaya kalkınca bu fark yok oluyor. Adamlar son 3-4 topu iyi kullansalar daha 80 dakikada maç bitecekti. Dedim ya Allah yüzümüze baktı. Ülke olarak böyle bir galibiyete ihtiyacımız vardı. O da gerçekleşti. Ama dün akşam sadece skor vardı. İyi futbol yoktu.
Uğur Meleke | Hürriyet
Takımımız kötüydü... Zaten yeryüzündeki en değerli Türk (Cengiz), Süper Lig'in en değerli yerlisi (Abdülkadir) ve ikincisi (Dorukhan) sakatlar. Emre Akbaba ve Hasan Ali'ı da katarsak ideal 11'imizden 5 oyuncumuz eksik. Ancak sahaya çıkanlar da iyi değillerdi dün. Arnavutlar'ın oyunu germe girişimlerine manasızca ayak uydurduk. Daha ilk 15 dakika içinde Merih adam kovalayarak, Kaan orta sahada pozisyon yokken sarı kart gördüler.
Şenol Güneş kötüydü. Kaan oyundan çıkarken Mahmut'u stopere kaydırıp bir hücumcu sokabilirdi, sokmadı. Emre çıkarken 4-4-2'ye dönüp bir hücumcu sokabilirdi, sokmadı. Arnavutluk'la iç sahada oynuyoruz, ilk hücumcuyu oyuna 80'de soktuk! Çalhanoğlu neredeyse tüm pozisyonlarımızı yanlış kararlarıyla yok etti: 11'de vurması gereken yerde vurmadı. 35'te kontra atakta Umut'a pası vermedi, cılız bir şut attı. 65'te en net pozisyonumuzda pası Burak'ın arkasına attı. Ama 90 dakika sahada kaldı. Bu kadar kötünün olduğu bir günde sonucu da kötü Arnavut savunması belirledi neyse ki. Merih-Zeki'yle beraber takımın en isteklileri Cenk ve Burak'a gönülden tebrikler, son dakika baskısıyla yarattıkları golle, Euro 2020 biletinin yarısını koydular cebe.
Künye