YORUM | Can Çalışkan @canncall
Hareketli bir yaz transfer dönemi geçiren Galatasaray, Fernando Reges'in takımdan ayrılmasından sonra uzun süredir beklenen defansif orta saha hamlesini yaptı ve Steven Nzonzi'yi kadrosuna kattı. Fransız oyuncuna dair beklentileri doğru ayarlayabilmek için ise ön yargılardan kurtulmak gerekiyor.
İngiltere dönemi
20 yaşındayken Amiens'den Blackburn Rovers'a transfer olan Nzonzi, İngiltere'deki ilk dört yılında ülkenin en klasik menajerlerinden ikisiyle çalıştı. Önce Sam Allardyce sonra da Stoke City'de Tony Pulis yönetiminde uzun boyu sebebiyle "düşük maliyetli Patrick Vieira" olması beklenen Nzonzi, Sid Lowe'a verdiği röportajda oyun tarzıyla ilgili şu açıklamayı yapmıştı: "Fransa'dayken oyun tarzım fiziksellik içermiyordu. Çelimsizdim ve top kapmakla uğraşan bir oyuncu değildim. Bu yüzden İngiltere'de kendimi çok geliştirmem gerekti. Beni gören herkes boyumdan dolayı defansif ağırlıklı bir oyuncu olduğumu sanıyor ama kariyerimin her döneminde daha pasör bir futbolcuydum."

Pulis'in iri yarı oyunculardan kurulu ragbi esintili takımında Premier Lig'in sertliğine uyum sağlayan Nzonzi, 2014-15 sezonunda takımın başına geçen Mark Hughes'ün kadroya Avrupalı oyuncuları katıp pas odaklı bir oyun tarzı benimsediği Stoke City'de parladı. Kaptığı topları rakip yarı sahaya taşıması ve uzaktan şutlarıyla dikkat çeken Fransız oyuncu hakkında ön yargıları değiştirmesi için ise Sevilla'ya transfer olması gerekti.
Kıta Avrupası'na dönüş
"Steven sürekli görünüşüyle savaşmak zorunda. Elbette fiziği, savaşçılığı ve gücü önemli ama onun asıl öne çıkan özellikleri teknik kapasitesi ve topu kullanma becerisi. Onu tam da bu alanlarda fark yaratması için transfer ettik."
Bu sözler Nzonzi'yi 8 milyon euro bonservis bedeliyle Sevilla'ya transfer eden futbol direktörü Monchi'ye ait. Nzonzi'nin İspanya'daki futbol iklimine alışması ise biraz zaman aldı. Stoke City'de bir parçası hâline gelen sertliği törpüleme sürecinde basit kartlar gören oyuncu, "Burada İngiltere'deki kadar fiziğinizi kullanmanıza izin verilmiyor. Bir faulle sarı kart görebiliyorsunuz" derken oyunun taktiksel kısmını algılama yolunda La Liga'nın kendisine çok şey kattığını da ifade ediyordu.

Sampaoli'nin dokunuşu
Unai Emery yönetimindeki Sevilla'da geçirdiği ilk sezonda UEFA Avrupa Ligi şampiyonluğu yaşayan Nzonzi, asıl dönüşümünü ise Jorge Sampaoli ile yaşadı. Emery'nin klasik bir defansif orta saha olarak görevlendirdiği oyuncu, Şilili antrenör tarafından adeta serbest bırakıldı ve bu da onun potansiyelini ortaya koymasını sağladı. Emery döneminde genellikle Grzegorz Krychowiak ile yan yana savunma önü güvenliğini sağlayan Nzonzi, Sampaoli'nin çok daha fazla sayıda hücum ağırlıklı oyuncuyu akıcı bir plan dahilinde sahaya sürdüğü 2016-17 sezonunda ligin en fazla pas yapan oyuncuları listesinde en üst sıralarda yer alırken, akan oyunda ceza sahası içinden çektiği şutlarını da iki katına çıkardı. Artık iki yarı saha arasında mekik dokuyan Nzonzi, Emery yönetiminde maç başına 0.3 olan dripling ortalamasını da 0.6'ya yükseltmişti. Sevilla'nın Atletico Madrid'i mağlup ettiği maçın tek golünü kaydeden Fransız oyuncu, kendi yarı sahasından başladığı koşuyla rakip ceza sahasına girip gol vuruşunu yaparak topsuz koşuları ve farkındalığının da üst düzeyde olduğunu kanıtlıyordu.
Roma'da ters giden neydi?
İşine duygularını karıştırmayan Monchi, Roma'daki ikinci sezonunda yaşları ilerleyen Kevin Strootman ve Radja Nainggolan'ı değerleri düşmeden satarken, Malcom'un havaalanında beklenirken son anda Barcelona'ya imza atmasıyla yaşanan şoku atlatmak için yaklaşık 30 milyon euro karşılığında Nzonzi'yi başkente getirdi.
Fransız oyuncunun imza töreninde söz alan Monchi, "Size Malcom'dan daha iyisini alacağız demiştim. Nzonzi bir dünya şampiyonu. Sizce de daha iyi değil mi?" sözleriyle hasar kontrolü yapıyordu.
Ancak Nzonzi, Eusebio Di Francesco'nun yüksek tempolu, savunmayı çok önde kuran Roma'sı için aradığı sigorta özellikli orta saha oyuncusu olamadı. Stoke City'de yanında daha az hareketli ve klasik bir kesici olan Glenn Whelan, Sevilla'da ise yer yer benzer karakterdeki Krychowiak, Vicente Iborra, Matias Kranevitter ile görev yaptığı için serbestliğe sahip olan Nzonzi için savunma önündeki "tek kesici" rolü çok da ideal değil.

Önceki sezon Şampiyonlar Ligi yarı finali maçına çıkılan Anfield Road'da bile savunmayı neredeyse orta sahada kurma huyundan vazgeçmeyen Di Francesco, sezonun ilk haftalarında Daniele De Rossi ile yan yana kullandığı Nzonzi'yi, Bryan Cristante ve Lorenzo Pellegrini'nin olduğu düzende defansif orta saha görevlyle sahaya sürünce işler ters gitmeye başladı. Sampaoli ile komple bir orta saha oyuncusuna dönüşen Nzonzi, Sevilla'da edindiği rakip yarı sahada daha sık bulunma alışkanlığını sürdürünce takım savunması sıkıntılı Roma'nın günah keçisi hâline geldi. Fransız oyuncunun geri dönüşlerde çok yavaş kalması ve vücut dilinin umursamaz havası vermesi de taraftarlar gözünde kredisini azalttı. Saha içinde savaşan ve işler kötü gittiğinde duruma el koyacak oyuncular göremeyen taraftarların en sık eleştirdiği isimlerden birisi Nzonzi'ydi. Oyuncunun eleştiri toplayan bir başka özelliği de sürekli yan pas yapması ve çevre kontrolünün zayıflığı olmuştu. Yeni teknik direktör Paulo Fonseca'nın çift yönlü, pas alışveriş becerisi yüksek ve hareketli oyunculardan kurulu bir orta saha isteği Amadou Diawara ve Jordan Veretout'yu Roma'ya getirirken, önceki yaz bonservisine 26 milyon euro ödenen Nzonzi'yi ise çok uygun bir maliyetle kiralık olarak Galatasaray'a getirdi.
Roma'da geçirdiği iki sezonun ardından Feyenoord'a dönen sağ bek Rick Karsdorp, Hollanda basınına verdiği demeçte, "Roma'da herkes kafasına göre takılıyordu ve oyuncular arasında yakınlık yoktu. Bazı oyuncular spor salonunda saatlerce çalışırken bazıları hiç uğramıyordu bile" sözleriyle İtalyan kulübündeki dağınıklığı özetledi. Bu durum saha içine de yansımış, Monchi'nin insani ilişkiler ve soyunma odası dengelerini göz ardı ederek potansiyel ve yetenek üzerinden yaptığı transferler, Roma'nın kadro kimyasını bozmuştu. Bir türlü kendisini Roma'ya ait hissedemeyen Nzonzi, Galatasaray'da aynı dili konuştuğu Jean Michael Seri, Christian Luyindama, Younes Belhanda ve Sofiane Feghouli gibi isimlerle bu tür sıkıntılar yaşamayacağı gibi, doğru kurgu ve görevle sahaya sürüldüğünde kazanacağı öz güvenle de kariyerinde yeniden yükselişe geçebilir.
Galatasaray'da nasıl olur?
Yeni sezona üst üste üçüncü şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi'nde ses getirme parolasıyla başlayacak olan Galatasaray'daki transfer hamleleri Fatih Terim'in oyun planında bazı değişimlere gideceğini düşündürüyor.
Sarı-kırmızılıların en önemli özelliği oyunun temposunu artırmak olan Badou Ndiaye sonrasında orta sahaya daha sakin ve iyi bir pasör olan Seri'yi monte ederek topa daha fazla sahip olma yolunda attığı adımı destekleyen bir hamle oldu Nzonzi. Bu düşünceyi destekleyen bir başka hamle de hücumdaki en büyük silahı savunma arkasına yaptığı koşular olan Henry Onyekuru'nun yerini, forvet özellikleri çok gelişmiş ancak top saklama konusunda Nijeryalı meslektaşından daha becerikli olan Ryan Babel'in transferiydi.

Parçaları birleştirdiğimizde yeni sezonda tempoyu biraz daha düşürüp rakip yarı sahaya daha iyi yayılan, rakip kaleye gidiş süresi uzasa bile oyunu daha güçlü bir şekilde kontrol eden bir Galatasaray izleme ihtimalimiz artıyor. Bu tercih, özellikle Avrupa'daki maçlar için de bir zorunluluk. Son sezonunda La Liga'nın en fazla pas yapan oyuncularından biri olan Nzonzi, Seri ile birlikte pas trafiğine önemli bir katkı yapıp takımının ileride daha iyi yerleşmesini sağlayacaktır. Oyun kurulumuna katkısı yüksek bir stoper olan Marcao'nun varlığı da düşünüldüğünde bu durum Belhanda'nın biraz daha serbestlik kazanmasını ve rakip ceza saha çevresinde daha fazla bulunmasını da beraberinde getirecektir. Öte yandan Nzonzi'nin maç içinde zaman zaman Seri ile görev değişimi yaparak rakip ceza sahası çevresine topsuz koşular yapması, Fransız oyuncunun sürpriz kafa golleri ve uzaktan şutlarıyla skor hanesine etki etmesini sağlayabilir.
Fiziğinin düşündürdüğü kadar agresif bir oyuncu olmasa da zeki bir savunmacı olan Nzonzi, geride çok büyük boşlukları tek başına kapatması talep edilmediği sürece savunma kısmında da başarılı olabilir. Açıkçası Galatasaray'ın alışılmış istekli ve oyunu önde kuran yüksek tempolu oyunu için doğru defansif orta saha oyuncusu Nzonzi olmayabilir. Ancak transferlerde işaretlerini gördüğümüz bu yeni yolda sarı-kırmızılılara önemli bir katkı yapması kuvvetle muhtemel görünüyor.



Künye