Aşağıda belirtilen seçenekler aracılığıyla veya istediğiniz zaman çerez politikası sayfamızdan seçimlerinizi yönetebilirsiniz. Yaptığınız seçimler, bu tarayıcı için geçerli olacaktır.
Zorunlu Çerezler
İşlevsellik İçin Gerekli Olan Çerezler
Performans ve Analiz İçin Gerekli Olan Çerezler
Hedefleme ve Reklam Çerezleri

ÖZEL DOSYA 2. BÖLÜM: Kadın futbolunun finansal problemleri

-
Türkiye'de kadın futbolunun karşılaştığı sorunları sektörün içerisindeki insanlarla konuştuk. Üç bölümlük araştırma dosyasının ikinci bölümü yayında.

Mackolik ve Goal Türkiye muhabirleri Alp Çolak, İlkay Barboros ve Merve Yenidünya tarafından hazırlanan Türkiye'de Kadın Futbolu araştırma dosyasının ikinci bölümüyle karşınızdayız. Üçüncü ve son bölüm 10 Haziran Pazartesi günü yayında olacak.

Birinci bölümü okumak için bu linke tıklayabilirsiniz.

İKİNCİ BÖLÜM

TFF yeterli eforu sarf ediyor mu?

Türkiye'de kadın futbolunun gelişimi için çaba ve emek sarf eden herkesin buluştuğu ortak nokta, Türkiye Futbol Federasyonu'nun bu konuda yeterli eforu sarf etmediği yönünde. UEFA ve FIFA'nın yönergeleri, TFF'yi bir kadın futbol ligini oynatmak konusunda mecburi bırakıyor ama kurum kadınlar futbolunun aşama kaydetmesi konusunda yeterli eforu ortaya koyuyor mu?

Erdem Göktürk'e göre, TFF son dönemde kadınlar futbolu konusunda olumlu emareler gösterse de, durum yeterli değil: "TFF kadın futbolunu bu zamana kadar, 'UEFA bize yapın dedi, yapıyoruz' olarak görüyordu. Büyümesin, çünkü o zaman bütçe üretmek gerekecek, yapı buna müsait değil; kapanmasın, çünkü UEFA buna karşı. Kenarda oynasınlar, boyutunda bakıyorlar. Kadın Futbol Kulüpleri Derneği kurulduktan sonra birtakım değişiklikler yaptılar. Plaj futbolu, futsal ve kadın futbolu, aynı birkaç kişi tarafından yönetilmeye çalışılıyordu. Bu sene ilk kez, lig başladıktan sonra değişim yaptılar. Kadın futbolunun ayrı departmanı olmasa bile, ligler kategorisi altına aldılar. Federasyonda olumlu bir dönüş var gibi görünüyor ama nereye kadar gider, bilmiyorum."

Beşiktaş Teknik Direktörü Mutlucan Zavotçu bu konuda daha iyimser: "Kadın futbol kulüpleri ile federasyon arasında iyi bir bağlantı yoktu. İletişimler hep bireysel olarak kurulmaya çalışıldığı için bizi istediğimiz noktaya götürmedi. Yeni sezon statüsü için bizden fikir istendi. Gelecek sezonun taslağı ve statüsü belki de biz kulüplerin fikirleri doğrultusunda oluşacak ki bence bu çok büyük bir adım. Federasyonun bu departmanı ile kadın futbol kulüpleri arasında daha önce görülmemiş bir aşama kaydedildiğini söyleyebiliriz. Aslında işler gelişiyor, tablo çok karamsar değil."

Ataşehir Teknik Direktörü Taner Öner, kadın futbol liginin statüsünün amatör olmasını "TFF konuya amatör bakıyor. Kadın futbolunu amatör statüden çıkarmadılar. Kadın futbolcular amatör sporcu olarak nitelendiriliyor, profesyonel sözleşmeleri yok. Kadın futbolundaki statü değişikliklerinde inanılmaz yanlışlar ve eksikler var." sözleriyle anlatıyor ve bu konuda yalnız değil. 

Görüşmelerde bulunduğumuz herkesin ortak isyanı, ligin ve oyuncuların amatör statüde olmaları. Bu durum görünürlüğü azaltıyor, kulüpleri ve oyuncuları finansal anlamda zor durumda bırakıyor, aynı zamanda takımların orta ve uzun vadeli planlamalar yapmalarına engel oluyor. 

Finansal sıkıntılar çok büyük

Kadın futbol takımlarında oynayan sporcular, eğer şanslılarsa, 2 bin ila 3 bin TL arasında ücretler kazanıyorlar. Eğer Beşiktaş, Konak Belediyespor, Ataşehir Belediyespor, ALG Spor gibi takımlarda yer almıyorlarsa, yaşadıkları sakatlıkların tedavisinde kulüp desteği alamadan güçlük çekme ihtimalleri artıyor. 

"Bu kadınlar, büyük takımların sahalarında, o seyircilerin önüne çıkmalı. Altyapı deyip duruyoruz, ancak altyapı bir hedefe sahip olmalı. Bir yere gideceğim ama nereye kadar gideceğim? Hayatımın en güçlü döneminde amatör bir takımda, amatör statüde mücadele eden bir oyuncu olup, aylık 2000 lira maaşla mı oynayacağım diye düşünmemeli çocuk. Onlara da bir hedef koyulmalı." diyor Taner Öner.

Beşiktaş'ın milli futbolcusu Arzu Karabulut, eski hocası Taner Öner'in bu sözlerini yankılayan cümleler sarf ediyor: "Yaklaşık 20 senedir futbol oynuyorum. Avantajım Almanya'da doğmam ve altyapı eğitimini orada almam oldu. Ben çocukken Türkiye'de kadın futbolu bu kadar yaygın değildi. Ben altı yaşında futbola başladım 10 yaşında transfer oldum. 14 yaşından bu yana milli takımda oynuyorum. Türkiye'ye 2015'te geldim, İzmir'e transfer oldum. Şampiyon olduk ama kimse duymadı, herhangi bir yerde destek görmedik. İki yıl Trabzon'da oynadım, küçük bir şehir olmasına rağmen yine kimse kadın futbolundan haberdar değildi."

27 yaşındaki Arzu, bize bu söyleşiyi verdiğinde sezon henüz tamamlanmamıştı ve Beşiktaş da şampiyon olmamıştı. Siyah beyazlı ekip, bu sezon ligi aynı puanda bitirip playoff oynadığı ALG Spor'u Antalya Manavgat'ta oynanan müsabakada 1-0 yenerek ilk lig şampiyonluğunu elde etti. ALG Spor, kadın futboluna önemli yatırımlar yapan, ALG Tekstil'in sahibi Ali Gözcü'nün kurduğu ve Beşiktaş gibi kısa sürede basamakları tırmanan bir takım. Fakat, Beşiktaş gibi önemli bir geleneğin bu ligde başarılı olması, orada oynayan futbolcuların tanınırlığının artması adına önemli bir kıstas. Arzu Karabulut, bunu bize şu sözlerle anlatmıştı:

"Beşiktaş'ta şampiyonluğu çok istiyorum, çünkü burada şampiyon olursak Beşiktaş'ın ismi sayesinde daha çok duyulacağını düşünüyorum."

Amatör değil, profesyonel olmalılar

Oyuncuların tanınır ve bilinir olmalarının önündeki en büyük engel amatör statüleri. Kadın Futbol Kulüpleri Derneği Başkanı Erdem Göktürk anlatıyor:

"Lig ve oyuncular amatör statüdeler. En büyük sıkıntılardan biri bu. Profesyonel değil ama oynandığı düzey itibarıyla amatör de değil. Bu statüden dolayı sözleşme, sağlık güvencesi vb yok. Bu tamamen kulüplere kalmış. Gençlik Spor Bakanlığı'nın sakatlanan sporcular için birtakım katkıları var. Bir kısmını karşılıyorlar. Sağlık Bakanlığı ile aralarında bir protokol var, ondan faydalanmanız gerekiyor. Birinci lig şampiyonu olan takım, kulüp olarak 75 bin TL ile 100 bin TL arasında bir ödül alıyor. Şampiyonlar Ligi'ne giderken de bir katkı alıyorlar."

Elbette erkek futboluyla karşılaştırma yapmak sağlıklı değil fakat kadın futbolcuların finansal anlamda içinde bulundukları durum, devletin resmi verilerine göre açlık sınırı ile ifade edilir halde. Ataşehir Belediyespor ve Beşiktaş gibi önemli kulüpler, futbolcularına verdikleri maaşa ek olarak onlara kalacak yer de sağlıyorlar ve bir nevi diğer birçok kulüpten daha iyi imkânları sunmuş oluyorlar fakat bu kesinlikle yeterli değil. 

Taner Öner de bu konuda bizimle hemfikir: "Biz oyuncularımıza maaşlarını düzenli olarak ödüyoruz ama ödediğimiz para bana sorarsanız yeterli değil. Kadın futbolu ile ilgili konuşurken, erkek futboluyla kıyaslayarak yorum yaparsak çok büyük farklar olduğunu görürüz. 3. Lig için yakın zamanda kendi memleketim Erzincan'a gönderdiğim bir erkek oyuncu, takımıyla 300 bin liraya anlaştı. Bizde sporcunun değil, kulübün yıllık bütçesi 300 bin lira. Bizim takımımız nispeten iyi durumda. 1. Lig'de 100 bin liranın altında bütçeli takımlar da var."

Peki TFF'nin kadın futbol takımlarına sunduğu desteğin kapsamı ne?

"Benim bir deplasmanda harcadığım 10 bin liranın karşılığında, federasyon bana verdiği kilometre başına 2 lira ve konaklama için 1.200 TL veriyor. 10 bin TL harcıyorum karşılığında 3000 lira alıyorum, aradaki 7.000 TL'yi nasıl karşılayacağız? 500 km uzaklıkta bir yere gidiyoruz diyelim, federasyon gidiş dönüş için 2.000 lira, konaklama için de 1.200 TL ödüyor. 3.200 TL'ye ben oraya tüm takımı götürüp getirmek zorundayım." diyor Ataşehir Teknik Direktörü Öner ve kulüplerin yaşadığı bir diğer zorluğu da şu şekilde anlatıyor:

"Amatör statüdeyiz. Bir sporcunun bir kulübe gitmesi için, ilk kulübü istemese bile transfer eden kulübün, oyuncu milli ise 20 bin TL para yatırması yeterli. Oyuncu 25 yaş üstünde ise 15 bin, eğer milli sporcu değilse 5 bin TL yatırması yeterli. Amatör statü bu şekilde. Bu da kadın futboluna büyük darbe vuruyor. Futbolcu üzerinden para kazanabilmek şu aşamada bir hayal."

Yayın yok, sponsor yok, gelir yok

Sponsorluk gelirlerinin olmaması, ligin yayınlanmaması ve İddaa kapsamında yer almaması, takımları finansal açıdan zor durumda bırakıyor. 2018-19 sezonunda 1. Lig'in 10 takımla oynanması gerekiyordu fakat Trabzon İdman Ocağı ligden çekildi. Bu tip vakalar ikinci ve üçüncü ligde daha da çok yaşanıyor. Benzer gidişat, yeni yüzyılın başında lige ara verilmesine neden olmuştu. Neyse ki dünya genelinde kadın futbolunun popülaritesinin bir hayli artışa geçtiği bir dönemin içerisindeyiz. 

"Ülkenin maalesef ekonomik olarak sıkıntılı bir dönemden geçtiği malum. Ama kaçacak bir yer yok, çünkü FIFA dayatmalara başlıyor. 2023'te kadın futbolunun kadın sporları arasında en popüler branş olmasını istiyorlar. Dikkat edersiniz, Şampiyonlar Ligi maçlarında, Dünya Kupası maçlarında sürekli mesajlar veriyorlar. Reklamlarda kadın futbolcular oynuyor, panolarda kadın futbolu tanıtılıyor. Bizim kulüplerimiz de ne kadar erken girerlerse o kadar faydalı olacaktır." diyor Beşiktaş Teknik Direktörü Zavotçu ve ekliyor:

"Ataşehir, Konak gibi takımlar şampiyonluklar elde edilince her yerde çıksınlar, isimleri duyulsun istedik çünkü aynı gemideyiz ve kadın futbolunun tanıtımını sağlamak hepimizin faydasına olan bir durum. Popülaritemiz artsın, bahis sitelerinde maçlarımız yer alsın, yayıncı kuruluşumuz olsun, ligimize sponsor bulunsun? bunlar olsun ki gelirlerimiz artsın, kalitemiz artsın ve kadın futbolu daha iyi yerlere gelsin."

Beşiktaş, Ataşehir, Konak, ALG gibi bazı takımlar kadın futbolcularına nispeten iyi imkânlar sunabiliyorlar ama bir noktaya kadar. Kadınların yaşadığı sorunlardan biri de, ülkenin acı gerçeği: Tesis sıkıntısı. Özellikle İstanbul'da kadınların ya da erkeklerin, daha da önemlisi çocukların kendilerini geliştirebilecekleri, özgürce spor yapacakları sahaların sayısı oldukça kısıtlı. Ülke futbolunu popüler olan erkekler kategorisinde de vuran bu sorunun çözülmesi, belki de her şeyden daha önemli.

"Ben işin sosyal yanından geliyorum." diyor Erdem Göktürk. Profesyonel kariyerinde uluslararası bir şirketin Türkiye ve Doğu Avrupa temsilcisi olarak çalışıyor olmasına rağmen kendisini kadın futbolunun gelişimine vermiş. Bu konuda önemli çalışmalar yürüten Göktürk, çok önemli bir noktaya daha parmak basıyor:

"Alt tarafın sağlıklı kurulmaması halinde diğeri zaten eğreti bir yapı olacaktır. Siz onu satın alınabilir hale getirseniz bile, alttan oyuncu çıkarmayı sağlayamadığınızda bu işe yaramaz. Kadıköy'de saha yok. Buradaki çocuk futbol oynayabilmek için ya Dudullu'ya gitmek zorunda ya Pendik'e gitmek zorunda. Dolayısıyla alttan akışı sağlayamadığınız zaman üst tarafta talebi üretseniz bile devamı zor. İstanbul'da amatör kulüp sayısı 800'lere yaklaşıyor. Elindeki saha sayısıyla bu şehir bu kadar kulübü kaldırır mı? Saha tüm futbolun problemi. 'Saha herkesin problemiyse erkekler oynasınlar, kızlar oynamasınlar' bir çözüm değil. Bir şekilde pozitif ayrımcılık yapıp kızlara bir alan açmak gerekiyor ki var olsunlar."

Altyapı yatırımının önemini de vurgulamadan geçmiyor Erdem Göktürk: "Altyapıyı yapmaz, sadece lig takımını kurarsanız ve bu çocukları 15-16-17 yaşlarında futbol oynatmaya başlarsanız, sporu spor için yapan kitleyi çoktan voleybola, basketbola kaptırırsınız. O zaman size sadece 'erkek sporuna özenen bir grubun futbol oynaması' gibi bir algı kalıyor. Bu anomaliyi geçmek için de altyapıyı düzgün kurmanız lazım."

Kaynak: GOAL.COM Yukarı