Fenerbahçe, Barcelona, Beşiktaş.
Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonası, Şampiyonlar Ligi, UEFA Kupası.
Rüştü Reçber, başarılarla dolu kariyerinde dünyanın en önemli kalecileri arasında yer aldı. 2002 Dünya Kupası performansı ile turnuvanın en iyi 3 kalecisinden biri olan deneyimli eldiven, bugünlerde tecrübelerini ve düşüncelerini televizyon ekranlarında aktarıyor.
Goal Türkiye editörü Sertaç Küçükelçi'ye konuşan Rüştü Reçber, Beşiktaş ve Fenerbahçe arasında oynanacak derbinin yanı sıra, Kagawa, Diagne, Karius, Tolgay Arslan ve Ersun Yanal gibi isimlerin performanslarını, sarı lacivertlilerin bu sezonki durumunu, Milli Takım'ın muhtemel yeni hocasını ve kariyerinde VAR kararı ile değiştirmek istediği tek pozisyonu değerlendirdi.
Rüştü Reçber ile yaptığımız röportajı keyifle okuyacağınızı umuyoruz.
Hafta sonu Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında oynanacak derbi hakkında görüşleriniz neler? Favoriniz kim?
Böyle maçlarda takımları durumu ne olursa olsun favori yoktur. Ama avantajlar ve dezavantajlar vardır. Şu an avantajlı olan takımın Beşiktaş olduğunu söylemek son derece doğru. Fenerbahçe'nin, maalesef, sezon başından beri süregelen eksikleri, kadro değişiklikleri, teknik adam bazında değişimler, kadronun planlanması gibi karşı karşıya kaldığı negatif durumlar var. Beşiktaş'ta bu geçerli değil. Elbette kayıpları oldu, saha içinde zaman zaman sıkıntılar yaşadılar ama herhalde 41 bin seyircinin önünde avantajlı taraf Beşiktaş. Elbette, eksik kalmalar olabilir, oyun başında farklı gelişmeler olabilir ama şu anki futbol mantığıma göre Beşiktaş'ın daha ağır bastığını söyleyebilirim.
Fenerbahçe tarihinin en kötü sezonlarından birini yaşıyor. Bu durumla ilgili ne söylemek istersiniz? Ersun Yanal sizce şu ana kadar beklenen etkiyi yarattı mı?
Sezon başına dönmek lazım. Kadro yapılanmasına bakmak lazım. Kadro yapılanırken yapılan transferlerin hangi seviyede olduğunu, yetenek bakımından Fenerbahçe'ye uydu mu uymadı mı değerlendirmesini yapmak lazım. Bu anlamda bence sezon başında yanlış yapılan işlerin neticesinde gelinen nokta budur. Gerek Cocu'yla, gerek Koeman'la, gerek Ersun Hoca'yla birlikte Fenerbahçe istediği seviyeye gelemiyorsa, temel problem kadro yapılanmasının yanlışlığıdır. Ersun Hoca ile beraber, evet, bir heyecan oldu, olmadı değil. Ama mevcut yapı, mevcut kadro, mevcut kapasite bu. Dolayısıyla daha fazlasını yapmak mümkün değil. Seneye daha farklı bir futbol aklı ile, daha doğru nokta transferler ile iyi bir yapılanma lazım. Fenerbahçe bu noktada olsa da taraftarın desteğini ve takıma sahip çıkmasını unutmamak lazım. Sezon başından bu yana muazzam şekilde takımlarının yanındalar.
Beşiktaş'ın yeni yıldızı Shinji Kagawa'yı nasıl değerlendirirsiniz? Derbi maçta skoru tayin edecek isim olabilir mi?
Kagawa'nın ne kadar yetenekli ve kaliteli bir futbolcu olduğunu söylememe gerek yok. Hem oynamış olduğu takımlardaki performansı hem de katkısı ortada. Kagawa'nın derbiye etki edecek birçok özelliği var. Edebilir mi? Neden olmasın, derim.
Devre arasında Beşiktaş'tan Fenerbahçe'ye transfer olan Tolgay Arslan bu maçta ilk kez eski takımına karşı forma giyebilir. Siz de kariyerinizde iki takımın formasını da giymiştiniz. Eski takımına karşı forma giymek bir futbolcu için nasıl bir durum?
Tabii ki Tolgay çok uzun bir süre Beşiktaş'ta oynamadı. Benim bildiğim üç yıl oynadı. Elbette güzel şeyler yaşadı, mutlu anlar yaşadı. Ama ben Fenerbahçe'de çok uzun oynadığım için, duygusal anlamda beni etkileyen bir ortam oluşmuştu. Tolgay'ı çok etkiler mi? Ben hiç etkileyeceğini düşünmüyorum. Beşiktaş taraftarı Tolgay aleyhinde tezahüratlarda bulunsa bile, Tolgay etkilenmez. Performansı ve fizik durumu neyse, oynarsa, elinden geleni yapacak olgunlukta olduğunu düşünüyorum.
Opta'nın gelişmiş ölçümlerinden Gol Beklentisi (xG) modeline göre Fenerbahçe'nin bu sezon kalesinde 24 gol yemesi beklenirken 29 gol yedi. Bunda takım oyunu, savunma ve kalecilerin payı ne kadardır?
Normalde 24 yemesi beklenirken 29 gol yiyen takımda savunma anlayışında sıkıntı vardır. Bunu biraz daha açmak lazım. Savunmadakilerin bireysel hataları, kaleci de dahil, rol oynuyor. Bütün hatalar bir araya geldiği zaman daha fazla gol yiyebilirsiniz. Ben büyük bir fark olduğunu düşünmüyorum ama Fenerbahçe için şu ana dek 24 gol yenmesi de biraz fazla zaten.
Karius, geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi finalinde yediği hatalı golü hatırlarsınız. Bir kalecinin böyle bir hatayı unutması için neler yapması gerekir? Sizce Karius, Beşiktaş'taki performansı o geceyi geride bırakmış gözüküyor mu?
Kalecilik mesleği enteresan bir meslektir. Hataya açık bir meslek icra ediyorsunuz. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi finalinde talihsiz goller yedi. Bir kalecinin hayatı boyunca karşılaşabileceği durumlardan bir tanesi. Daha 26 yaşında, yanlış hatırlamıyorsam. Liverpool'da kalsaydı sürekli bu gündeme gelecekti ama farklı bir yere, Beşiktaş'a gelmesi ona faydalı oldu. Karius'un motivasyon olarak sahada ne kadar hazırsa, maça da o kadar etki ettiğini görebildim. Kendisiyle ilgili bir durum. Burada geçireceği başarılı maçlar, Premier Lig'e veya Avrupa liglerine dönüşü anlamına geliyor. O da bunun farkındadır. Dolayısıyla çalışmaları ve yol haritası bu yöndedir. Beklentiler biraz daha fazlaydı Karius'tan, bu da bir gerçek. Ama dediğim gibi, sahaya mental açıdan sağlam çıktığı zaman çok fark yaratan bir kaleci olduğunu söyleyebilirim.
Süper Lig'deki şampiyonluk yarışını nasıl değerlendirirsiniz? Sizce Başakşehir, ligin altıncı şampiyonu olacak mı?
Başakşehir üç yıldır yarışın içerisinde olan bir takım fakat son düzlüğe çıktıktan sonra nefesi yetmiyor. Ama şu an çok tecrübeli bir kadroya sahipler. Bir birikim var. Sonunu getirebilirlerse şampiyonluğun en büyük adayı onlar. Kadro derinliği bakımından iyi durumdalar. Saha içerisindeki oyun anlayışında iyiler. Ama önemli olan sonunu getirmek. Büyük kulüpler bir anda büyük kulüp olmuyorlar. Yılların birikimi var. Galatasaray, şampiyonluğa en büyük adaylardan birisi. Şampiyonluk yarışının bu iki takım arasında geçeceği ve nefesi yetenin ipi göğüsleyeceği inancındayım.
Sizce Mbaye Diagne, Bafetimbi Gomis'in gol rekorunu kırar mı?
Başlangıç performansı çok iyi olmadı. Galatasaray gibi hücum oynayan, hücum zenginliği içerisinde olan bir takımda şu ana kadar Diagne'nin sadece penaltıdan golü var. Beklentilerin fazla olduğu bir oyuncuydu. Biraz uyum, biraz da arkadaşlarıyla saha içi ilişkileri önemli. Bunlara zamanla kavuşacaktır. Gomis'in rekorunu yakalayabilir mi? Bu, sürenin uzunluğuyla kısalığıyla alakalı bir durum. Yoksa Galatasaray'ın özellikle iç sahadaki hücum performansı çok fazla pozisyonun oluşmasına neden oluyor. Dolayısıyla Diagne'nin, uyum sürecini atlatmış bir Diagne'nin, bir maçta bazen üç ya da dört gol attığını görebilirsiniz.
Onur Kıvrak ile yollarını ayıran Trabzonspor, iki yeni kaleci çıkarmayı başardı. Uğurcan Çakır ve Arda Akbulut'un performanslarını nasıl buluyorsunuz?
Uğurcan'ı izlemeye başladığımızda, herkes gibi "Nereden çıktı?" dedik. İlerleyen haftalarda baktık ki, geleceğe yönelik bir adım. Eksileri var, artıları var. Benim beğenerek izlediğim bir kaleci. Bu aralar sakatlığı nedeniyle oynamıyor gerçi. Arda da aynı şekilde? İlk maçı Galatasaray'dı. Ortaya koyduğu soğukkanlılık çok hoşuma gitti. Bu iki isim Trabzonspor'un kalesini uzun süre koruyacak seviyede olacaktır. Trabzon şehri kolay bir şehir değildir. Bu genç kardeşlerimizin o baskıyı nasıl yeneceklerini öğrendikleri zaman çok daha iyi noktalara geleceği görüşü bende hakim.
Kariyerinizde VAR'ın kullanılmasını istediğiniz bir pozisyon var mı?
Var. VAR'a karşı biri olarak, var. Nerede var, diyeceksiniz? 2002 Dünya Kupası. İlk Brezilya ? Türkiye maçı. Bir penaltı pozisyonu oldu. Dışarıda olan bir pozisyonda hakem penaltı noktasını gösterdi. Maçı 2-1 kaybettik. Orada VAR olmuş olsaydı pozisyonun dışarıda olduğu saptanacaktı ve penaltı olmayacaktı. Tabii başka maçlar da vardır ama anlam ve önem bakımından aklıma gelen maç Brezilya ? Türkiye maçı oldu.
Sizce Mircea Lucescu'nun ayrılmasının ardından A Milli Takım'ı kim çalıştırmalı?
Her yabancı teknik adama saygım sonsuz. Bir noktaya gelirken çok farklı aşamalardan ve zorluklardan geçerek geldiklerini de biliyorum. Ama bir Türk olarak, Türk Milli Takımı'nın başında yerli hoca olmasını istiyorum. Dolayısıyla, Lucescu'dan sonra bir Türk teknik adamın milli takımın başına geleceği görüşü bende mevcut. Umut ediyorum ki öyle olur. Bizler duyguları yansıtarak ve yaşatarak sahada olan bir futbol kimliğine sahibiz. Bunları da anlayan, bunların içerisinde yoğurulmuş bir kişinin o milli takımı çalıştırmasından daha doğal bir şey yoktur. Beklentim bu yönde.
Bu sezon Şampiyonlar Ligi için favoriniz kim?
Favorilerimden bir tanesi Juventus'tu ama ilk maçta Atletico Madrid'e 2-0 yenildiler ? bu beni biraz şaşırttı. Barcelona, Real Madrid ve PSG? Paris Saint-Germain sürpriz olarak nitelendireceğim takım. Manchester City de favori. Bu dört takımdan birinin kupayı alacağı inancındayım.